Röportaj: Imperial Triumphant
Merhaba.
Ekstrem metalin modern tarafına hakim dinleyicilerin gözünde 2020’nin en dikkat çekici albümlerinden birine imza atan New Yorklu avangart black metal topluluğu Imperial Triumphant ile kısa bir röportaj gerçekleştirdim. Buyursunlar:
Korhan: Merhaba Steve. Alphaville albümü, küresel çapta başarı kazandı ve zaten büyük bir ivmeyle ilerleyen Imperial Triumphant’a bir basamak daha atlattırdı. Çoğu mecrada sene sonu listelerinin en üst sıralarındaydı bu albüm (Metalperver’inki dahil) ve eminim sizin için ilginç bir sene olmuştur. Bugünlerde nasılsınız? Bu tip bir reaksiyon bekliyor muydunuz?

Steve: Merhaba. Sanıyorum idare ediyoruz bir şekilde, teşekkürler. Bu albüm için gerçekten ÇOK çaba gösterdik ve zengin, geniş bir dinleme tecrübesi sunmak istedik dinleyicimize. Yaptığın işin takdir edilmesi elbette her zaman insana iyi hissettirir ve bu anlamda hayranlarımıza minnettar olduğumuzu da söylemek isterim.
Korhan: Geleneksele bağlı kalmayan sanatçılar olduğunuzu biliyoruz, o yüzden sormak istedim: İlgiyi canlı tutmak için ortodoks olmayan yeni fikirler var mı kafanızda?
Steve: Yeni materyaller üzerinde çalışıyoruz.
Korhan: ??? Peki… Covid-19 salgınını düşününce bu korkunç durumun albümün promosyon/turlama kısmını nasıl etkilediğinden bahsedebilir misin?
Steve: Korkunç. Tabii ki çok kötü etkilendik. Bunun aksini söyleyen birini görürsen bil ki yalan söylüyordur. Canlı müzik bir bilgisayar veya telefon ekranından değil, gerçek insanların fiziksel etkileşimiyle gelişir ve ne yazık ki uzun süredir canlı çalamıyoruz. Bunun ötesinde, tüm yükümlülüklerimizi olabildiğince yüksek bir standartta yerine getirmek için perde arkasında çalışmalarımız devam ediyor tabii. Ayrıca, her bir gerileme sürecinin altında yeni fırsatlar yatar; çalışmaya ve grubumuzu gelecek için bir arada tutmaya devam ediyoruz diyebilirim kabaca.
Korhan: Alphaville‘i incelerken cümlelerimin neredeyse tamamı Platon‘un Devlet‘i, Godard‘ın sineması, Metropolis, Caz Çağı‘nın aldatıcı şatafatı ve içinde bulunulan ortamın black metal yaratımını ne kadar derinden etkileyebileceği üzerine karalanmış şeylerdi. Böylesi dolu dolu bir albümün konsepti, anlatı çatısı hakkında neler söyleyebilirsin? Alphaville‘deki fikirler nasıl bir ara geldiler?
Steve: Tam isabet! Tüm referansların doğru kesinlikle! Albümü iki yıllık bir süreç içerisinde yazdık. Konsept açısından çok homojen bir noktada birleştik, çünkü üçümüzün de çevremiz hakkındaki, dünyanın genel durumu ve medeniyetimizle ilgili konulardaki fikirleri birbirine çok yakın. İnsanlığın tarihsel zaman çizelgesine bakıldığında ilham alacak birçok şeyle karşılaşabiliyorsunuz ve biz de bunu yaptık.
Korhan: Vile Luxury‘de bariz bir New York havası hissediliyordu ve grupların yaşadıkları şehirlerden, yerleşim bölgelerinden ilham aldıkları bir sır değil. Alphaville‘de de benzer bir New York havası almakla birlikte çok daha geniş ölçekli, çok daha distopik ve kurgusal bir atmosfer hissediyorum. Belki bu soruyu sormak için çok erken ama bu New York teması/atmosferi üzerine gitmeyi düşünüyor musunuz ileride de? Yoksa farklı sulara yelken açma vakti geldi mi?
Steve: Kötülüğün zirvesi olarak gördüğümüz bu şehirden alabileceğimiz ilhamın bir sınırı olduğunu düşünmüyorum, ancak olan biten her şeyin evrensel yönlerinin de farkına varmalıyız. Nihai olarak bütün insanlığın göreceği çok daha büyük bir resim var. New York bildiğimiz, bize ait olan bir şehir. Bu şehri içerisinde var olmak gerçekten çok zor, o nedenle eminim gelecekteki albümlerimizde de New York’u duymaya devam edeceksiniz. Aslına bakarsan büyük şehirlerin hepsi, bu tür bir ilham ve tema kullanımına açık bence. Hiç Los Angeles’a gittin mi? (hahahaha hayır :/ ) Demek istediğim, karanlık tüm şehirlere, bütün çevremize yayılmış vaziyette.
Korhan: Testere gitarları ve insanı dikte eden çığlıkları ile geleneksel black metal kayıtlarınını hala çok seviyorum ama dürüst olmak gerekirse black metal daha çok bağımsızlıkla, özgürlükle, birey olmakla ilgili bir müzik türü ve şu anda Imperial Triumphant piyasadaki en bağımsız, en özgür ruhlu black metal gruplarından biri. Tabii ne olursa olsun ortada mutlaka bir çeşit düzen olmalı. Öyleyse şarkı yazma süreçleri ve beste alışkanlıklarıyla ilgili olarak Imperial Triumphant nasıl çalışıyor? Bir Imperial Triumphant bestesi nasıl oluşuyor?
Steve: Birçok farklı şarkı yazım yöntemi kullanıyoruz. Bazen biri bir şarkıyı kağıda döküp getiriyor. Bazen birimiz bazı sözler yazıp diğerlerine paslıyor ve onlar üzerine düşünüyoruz. Birisi aklındaki bir fikri demo şeklinde kaydedip diğerlerine dinletiyor. Provada takılır, kafamıza göre çalarken birimizden taze, yeni bir fikir çıkabiliyor ve provada bulduğumuz rif üzerine koca bir şarkı inşa edebiliyoruz. Kimi zaman da oturup geçmişte kaydedilmiş büyük, görkemli albümleri dinleyip onlardan ilham almayı bekliyoruz, anlarsın ya.
Yaptığımız şeyin çoğu, prova stüdyosunda emprovize takılırken ortaya çıkan şeylerden oluşuyor aslında. Müzik yapma biçimi olarak tek bir yolu benimsemek yerine tüm fikirlere açık olmaya çalışıyoruz ve bu şekilde kalmak zorundayız. Bağımsızlık fikri, kendi içimizden geliyor ve ancak bu şekilde var olabiliriz. Bu üçlü, grup içerisinde birey olacak alanı bulabilmesi için birbirine yardımcı oluyor her zaman. Konfor, her zaman ölüme yol açacaktır, o yüzden devamlı yeni bir şeyler denemek zorundayız.

Korhan: Grubun görsel estetik diline baktığımızda Imperial Triumphant’ın yüzü maskeli bir başka black metal grubu olmadığı anlaşılıyor hemen. Maskelerinizin arkasındaki hikaye nedir?
Steve: Mısır, çeşitli gizemler ve geçmişe ait ezoterik bir imgeleme… Belki de en belirgin ipucu, Art Deco hareketi olurdu. 20. yüzyılın ilk yarısında New York şehri Art Deco’nun büyük bir parçasıydı. Ayrıca altını sevdiğimizi de söylemem gerek. Tabii maskelerin çok havalı durduğunu da. Açıkçası havalı görünmek ve çalışmalarımızı hayranlarımıza mümkün olabildiğince ilgi çekici bir şekilde sunmak istiyoruz.
Korhan: Peki bu estetik algısı ve kaygısı canlı şovlara da yansıyor mu? Bu yaz Brutal Assault‘ta sizi yakalama ihtimali beni şimdiden heyecanlandırıyor ve Alive at the Slipper Room Cabaret performansınızı şimdiden birkaç defa izledim ama sonuçta o çevrimiçi bir gösteriydi. Gerçek bir Imperial Triumphant konserinden ne beklemeliyiz?
Steve: Hiçbir şey canlı, fiziksel iletişimin olduğu bir konserin yerini tutamaz. Şahsen ben diğer tüm seçeneklerdense her gün konsere gitmeyi tercih ederim. Son defa Avrupa turuna çıktığımızda müthiş zaman geçirmiştik… Bu neredeyse iki yıl önceydi. Bir an önce yeniden yola çıkmak istiyoruz.
Korhan: Sanki ben başka bir şey sormuştum ama… Neyse, bu soruyu röportaj yaptığım her gruba soruyorum: Daha önce hiç Imperial Triumphant dinlememiş birisine diskografinizden üç şarkı önerecek olsaydın hangilerini seçerdin?
Steve:
Devs Est Machina
Swarming Opulence
Excelsior
Korhan: Cevapların için teşekkürler. Alphaville için tekrar tebrik ederim, umarım bir yerlerde karşılaşabiliriz. Eklemek istediğin bir şey var mı?
Steve: Zor zamanlardayız, o yüzden herkese bol şans diliyorum. Umarım Türkiye’de veya başka bir yerde yeniden laflayabiliriz, görüşmek üzere!
Kral grup, güzel röportaj. Elleriniz dert görmesin. Keşke kendilerini bir tık daha açabilselermiş ama bu haliyle de gayet tatlı röportaj olmuş.
Sorular zekice ve özenle hazırlanmış gerçekten çok iyi ama cevaplar için aynı şeyi söyleyemem. Bazı cevaplar tatmin etmedi beni biraz daha detaya inebilirlerdi sorular buna çok müsaitti açıkçası. Buna rağmen bile oldukça iyi röportaj çıkmış ortaya elinize sağlık.
Ben de aradığımı bulamadım hiç açıkçası. Hayat işte, bir yerden verip bir yerden alıyor demek ki gerçekten de hshaha.
Bunu gördüm gerildim yine. Sen gel o kadar görkemli bir müzik yap resmen göğe yüksel sonra böyle bir röportaj ver, olacak iş değil ya. Grubu sıfır bilen birisi grubu cevaplardan çok sorular sayesinde öğrenir. Yetiş ya Ezrin!