Yerli Pazarı: Krank – Industrial 101
Merhaba.
Sosyal mesafe olmadan gönlümüzce tepiştiğimiz günlerde, Ankara’da Metalperver etkinlikleri düzenlediğim sırada, FURTHERIAL‘a bas gitarda destek olduğunda tanışmıştım Batuhan ile. Tabii 2020 itibariyle yeniden birleşen ve heyecan uyandıran SETH.ECT‘ten ve KHEPRA‘dan da biliyoruz kendisini. Solo projesi Krank ile yaptığı ilk albüm Industrial 101 için bana ulaştıktan sonra ise onunla ilgili yeni bir şeyler daha öğrendim: Meğer Batuhan oyun dünyası tarafında da bilinen, takip edilen bir isimmiş ve Riot Games gibi ilgilisinin mutlaka adını bildiği bir şirkette çalışan, bir yandan Twitch yayınları gerçekleştiren, arada da bam-güm metal yapan, farklı alanlarda devamlı üreten biriymiş.
Bizim konumuz olan Industrial 101 ise, ismiyle müsemma bir iş olarak kendini yeterince iyi açıklıyor aslında. Krank, endüstriyel metalin ve endüstriyel tınıların peşinden giden bir proje. Batuhan ise bir kendin pişir-kendin ye vizyoneri olarak hem çalıyor hem de söylüyor Krank parçalarını.
Açılış parçası Demon’s Dance‘teki vokal efektleri ve askeri ritimler, post-apokaliptik bir atmosfere sürüklüyor dinleyiciyi. Sözleri de takip etmek çok zor değil zaten; söz-müzik ortaklığıyla karanlık bir atmosfer kurgulanmış ve konsept olmasa da çoğunlukla karanlık tasvirlerle geçiyor albüm. Özellikle Neue Deutsche Härte olarak bilinen, en meşhur temsilcisinin RAMMSTEIN olduğu alternatif türe yakın duruyor tüm besteler. Melodiden ziyade groove odaklı gitarlar ile elektro-endüstriyel pratikleri birleştirdiğinizde kabaca Krank müziğinin özüne ulaşmış oluyorsunuz. Tabii Fed Up‘ın nakaratında olduğu gibi, Until We Learn veya ballad tadındaki So Right, So Wrong‘da olduğu gibi farklı türlere göz kırpan süslemeler yapmayı da ihmal etmemiş Batuhan.
Tamamı İngilizce ve bahsettiğim türe yakın bestelerden oluşsa da bir istisna bulunuyor albümde: Kaçamak. Tek Türkçe şarkı olarak adının hakkını fazlasıyla vermesinin yanı sıra synthpop türüne yakınlığıyla da ayrılıyor albümün kalanından. Fikir açısından zenginliğini, arkasındaki müzisyenin doluluğunu hissettiriyor zaten Industrial 101 genel olarak. Adındaki şakacılıkla kendini ciddiye almıyor gibi görünse de işin aslı öyle değil yani bana kalırsa; Batuhan fazlasıyla kafa yormuş gibi parçalara ve yerli üretimin hayli nadir olduğu bir türde, standartı yakalayan bir işe imza atmış.
Bu tip farklı çalışmaları da kıymetli buluyorum ve genel anlamda kültüre katkısı olacağını düşünüyorum. Metal ile, endüstriyel ile hiç alakası olmayan, sadece JAHREIN ile ahbaplığı ya da ürettiği oyun içeriği nedeniyle Batuhan’ı takip eden insanların kafasını açabilecek bir iş mesela Industrial 101. Aynı şekilde harhör metalcinin de kafasını kaldırıp başka yöne çevirebilecek türden. Üstelik de gayet kaliteli. Eh, böyle enfes işler çıktığında da Yerli Pazarı’na taşıyıp tanıtmak boynumun borcu bir noktada, haha.
Yalnız sıra SETH. ECT‘te artık. Merakla bekliyoruz.