Organectomy – Existential Disconnect
Merhaba.
Evde oturup sakin sakin interneti kurcalarken slam death metal dinlemek bana saçma geliyor. Arkada kan gövdeyi götürürken birilerinin üzerine atlayıp tepişmeden öylece durmak, bu müziğin ruhuna hakaret gibi ve haliyle de oturduğum yerden dinlediğim bu türdeki eserlerin hakkını veremiyormuş gibi hissediyor, tam tadını çıkaramadığımı düşünüp üzülüyorum. Dert gibi dert sahibi bir insanım.
Yeni Zelandalı brutal/slam death metal grubu Organectomy, 2017’de yayımladığı ilk albümü Domain of the Wretched ile takibe aldığım, yaptığı vahşi müziği canlı izlerken yaşayacaklarımın hayaliyle gündemime oturmuş bir oluşum. Bir noktadan sonra tekdüze gibi gelebilecek bir türde yeterli dozda çeşitlilik katarak dinleyicisinin dikkatini her daim üzerinde tutan grubun tek ısınamadığım yanı deathcore unsurlarını biraz fazla kullanmasıydı. Yeni albüm Existential Disconnect ise bu anlamda bir öncekine daha da kanlı, daha gaddar ve ben an itibariyle No Solace in Ascendence‘ın ikinci yarısında olan biteni dinleyip kendimden geçerken bu cümlede ne söyleyeceğimi unuttum. Evet, bu oldu. 3:13 civarı giren rif sonrasındaki otuz saniye boyunca insanın düşüncelerini bir arada tutması imkansız gibi bir şey zira.
Beklemediğim ve tek seferde özümsenemeyecek kadar yoğun bir gitar işçiliğiyle, tanıdık gelse de asla eskimeyecek gaddar rifler ve fiziksel acı veren sololarla bezeli Existential Disconnect. Grubun bariz bir core etkilenimi söz konusu ve çoğu şarkıda bolca dur-kalk kısma denk gelmek mümkün yine. İlk albümdeki kadar yoğun değil ve zaten en standart kısımların bile öncesinde veya hemen sonrasında ortalık yangın yerine döndüğü için çok üstünde duramıyor insan. Yine de bir noktadan sonra Catastrophic Intent gibi artık bir süre sonra ‘cıncırısına’ tahammül edemediğim şarkıları atlayasım geldiğini itiraf edeyim. Hemen arkasındaki The Agony of Godhood gibi şarkılarda olduğu gibi bu dur-kalk kısımları daha brutal bir şekilde sundukları, ya da en azından daha zengin bir gitarla süslediklerinde çok daha etkili olduklarını da ekleyeyim. Anguish in Lamina‘da öyle bir anda geliyor ki mesela, ayağını dünyanın ta merkezine kadar sokmak istiyor insan… Neyse.
Grubun on bir şarkılık albümde şarkı şarkı farklı kafalarda takılabiliyor olması, hem de bunu genel slam death metal eziciliğini bozmadan becermesi büyük başarı. Örneğin No Solace In Ascendence veya Where Pantheon Lie I: Malfeasence, ağır düşüşlerinde yoğun doom hissi taşıyan ağır siklet parçalarken Anthietical çok daha groove ağırlıklı, gaz bir şarkı. Sonlara doğru giren Anguish in Lamina veya albümün zirvesi Where Pantheon Lie II: Conviction çok daha teknik gitarlarla öne çıkarken Unending Growth, sapık vokalleriyle yer ediyor akıllarda. Böylece 48 dakika boyunca ara ara farklı yönlerini gösterip genelde tekrara düşerek bir süre sonra bayan (en azından beni) saf slam death metal kalıbının dışına çıkıyor Existential Disconnect.
Eski DISGORGE ve PATOLOGY insanı, bizden de CARNOPHAGE‘i bünyesinde barındıran Unique Leader Records‘un başkanı Matti Way’in de bir şarkıda konuk olduğu (Unending Growth) albüm hakkında çok da büyük büyük konuşmak istemiyorum, çünkü açık söylemek gerekirse 2019’da çıkan tüm brutal/slam death metal albümlerini dinlediğimi iddia edemem. Fakat şunu söyleyebilirim ki Existential Disconnect 2019’da kendi türü içerisinde dinlediğim en sert, ezici ve güçlü albümlerden biri ve Organectomy giderek daha korkutucu bir gruba dönüşüyor. Umarım bir gün yollarımız kesişir de onların uğruna bir yerlerimi sakatlayabilirim.
Geri bildirim: Yerli Pazarı: Devoured Elysium – Extermination Policies – Metalperver