Krypts – Cadaver Circulation
Merhaba.
Mahzenmezarlardaki kadavra sirkülasyonu hakkında konuşacağız bugün. Bir başka deyişle bir death metal albümünü inceleyeceğiz.
Birçok hemşehrilisi melodik, coşkulu veya yüzü doğaya, folklorik ögelere dönük bir müzik yaparken Helsinkili Krypts, taze bir ölünün açık yaralarının etrafına yeni yeni kümelenmeye başlayan minik kurtçukların yemeği fazla kaçırdıklarında gördükleri sürreal kabuslar tadında bir death metal ile 2008 yılından beri çok affedersiniz kulaklarımızı… Hadi neyse, ağzımı bozmayacağım. Öyle yani.
Cadaver Circulation, Fin dörtlünün üçüncü albümü ve ışıktan, umuttan yoksun, ucu bucağı belli olmayan mağaraların altındaki fokurdayan sularda, zirvesi gökyüzünü delen dağların kalplerinde yaşayan habis varlıkları öven, elbette Lovecraft selamını çakmayı da ihmal etmeyen bir death metal albümü. Bu anlamda kıyamet tellallığı görevini de layığıyla üstleniyor tabii ve bir yandan yükselen karanlığın delirten dehşetini betimlerken bir yandan da bu dehşetin maddeleşmesiyle yok olacak yaşamın derin sancısını da yansıtmayı beceriyor. Echoes Emanate Forms, Vanishing veya Circling the Between‘de göğüs kafesi sıkıştıran bu sancıyı duyumsamamak imkansız mesela. Hafif bir black metal sosuyla beraber kıyameti bireysel değil de metafizik açıdan ele alan doom metalin en güzel örneklerini sunuyor bu parçalar.
Güncelden bir kıyaslama yapmak için HOODED MENACE ve belli bir ölçüde de DEAD CONGREGATION gibi isimleri atabilirim ortaya ama aslında Krypts çok daha uzaklardan seslenen bir tınıya sahip. Gitar riflerinde ve atmosferde CANDLEMASS‘ı, ENTOMBED‘u veya CELTIC FROST‘u duymamak imkansız bence. Müthiş bir giriş ile kademe kademe büyüyen Mycelium ise Fin grubun death metal sularından nasıl bir terör estirdiğini, zulmettiğini ve baskı kurduğunu görmek adına iyi bir örnek. İki oyunu da çok güçlü Krypts’in ve orta tempo ezici doom metali de yüksek tempo kaotik death metali de çok iyi kotarıyor. Nazar değmesin.
Bu tür ezici, ağır albümler genellikle optimum süreleri aştıkları için yavaşça ektileyiciliklerini kaybederek sona ererler ama Cadaver Circulation bu açıdan tam tersi bir durum yaratıyor: Otuz yedi dakikalık albümün demin bahsettiğim son iki doom ağırlıklı şarkısı sona erdiğinde kendinizi bu kıyamet gösterisinden biraz daha fazlasını isteyen mazoşist bir ruh halinde bulabilirsiniz. Sanki bu iki şarkıdan sonra şöyle mührü vuracak, son darbeyi indirecek kaotik, yüksek tempolu bir parça daha olsaymış tam olacakmış gibi hissediyorum niyeyse.
Bu arada grup hiçbir zaman öyle inanılmaz hızlara çıkmıyor veya her ölçüde değişen gitarlarla yoğunluğu altında ezmeye çalışmıyor. Sadelikten, ağırbaşlılıktan gelen bir ürkütücülüğü var Krypts’in ama dediğim gibi albüm süresi ve şarkı dizilimi, grubun ilmek ilmek ördüğü o müthiş atmosferin sanki biraz havada kalmasına neden olmuş. Atmosfer demişken, hacimli, beton gibi prodüksiyonun yanı sıra DEATHSPELL OMEGA veya WATAIN için yaptığı çizimlerden tanıyabileceğiniz Davthvs (Timo Ketola)’nın görselleri de gerçekten Krypts’in kurguladığı kabusu daha da yoğun bir hale getiriyor.
İnsanın umudunu kıran, afallatan, dayak yemişe çeviren Cadaver Circulation‘ın herkese göre olduğunu iddia etmeyeceğim ama Krypts şöyle Lovecraftian varlıkların musallat olduğu kabus kafalarını ve kıyamet senaryolarını sevenler için muazzam bir albüm yazmış. Yazının gazına gelip merak ederseniz baştan sona bir bakın, çünkü tek tek şarkılarda albümün etkisini pek hissedemeyebilirsiniz. Şimdiden geçmiş olsun.