Röportaj: Myrkur
Merhaba.
9 Mayıs’ta İstanbul’da, Zorlu PSM – Turkcell Platinum Sahnesi’nde vereceği konser öncesinde Myrkur’un arkasındaki isim Amalie Bruun ile ilginç bir röportaj gerçekleştirdik. Amalie’nin cevaplarından tam anlamıyla tatmin olduğumu söylemem zor ama yine de aklımdakileri kendisine sorma fırsatı bulmuş olmaktan çok memnunum. Amalie bile pek çok soruyu kısa kesmişken lafı uzatmaya gerek yok sanırım; işte huzurlarınızda MYRKUR!
Korhan: Merhaba, Amalie. Ben Korhan ve Metalperver’de seni ağırlamak benim için bir zevk! Çok yakında, Türkiye’deki hayranları da yakından ilgilendiren Folkesange turuna çıkacaksın. Nasıl hissediyorsun, heyecanlı mısın?
Amalie: Evet, bu benim hayalimdi.
Korhan: Peki bu yeni set hakkında bize neler anlatabilirsin? Eminim karanlık İskandinav folk şarkılarıyla bezeli bir set olacaktır ama hayranlara ipuçları vermek ister misin? Sana sahnede eşlik eden tanıdık yüzler olacak mı? 9 Mayıs akşamı Zorlu Performans Sanatları Merkezi’ni dolduracak hayranların Myrkur’dan ne beklemeli?
Amalie: HEILUNG’dan Christopher Juul, GARMARNA’dan Stefan ve daha pek çok yetenekli folk müzisyeni bana sahnede eşlik ediyor olacak. Ayrıca bu isimlerle bir sonraki albümümde de beraber çalışacağız. Senin söylediğin gibi bir konser olacak; karanlık, yoğun atmosferli İskandinav folk şarkıları çalacağız.
Korhan: Daha önce seni sahnede izleme fırsatı bulmuştum ve İskandinav halk ezgileri eşliğinde antik bir geçmişten gelen kültürel mirasının kimi parçalarını çekip çıkarırcasına sergilediğin sahne duruşunla gerçekten de etkileyiciydin. Bunu yanlış anlamanı istemiyorum ama tabii ki işin bir de şov kısmı olmalı. Myrkur’un sahnesinde olan bitenlerin ne kadarı planlı? Yoksa her şey kesinlikle kişisel ve doğal mı?
Amalie: Benim için çok kişisel.
Korhan: Kişisel konulara girmişken, Mareridt albümü bir dönem sıkça gördüğün kabuslar üzerine kurulu bir albümdü, değil mi? O albümün yaratıcı sürecinden bahsedebilir misin? Eğer paylaşmak istersen, Mareridt albümü içerisinde o kabusları en saf haliyle yansıttığını düşündüğün şarkı hangisi?
Amalie: Kompozisyon kısmı benim kan ter içinde, çığlıklar atarak uyanıp kalemimi ve defterimi elime alışımı, tecrübe ettiğim kabusu belirsiz bir bilinç akışı şeklinde kelimelere dökmem, drone hissi veren folk enstrümanları ile bir şeyler çalmam ve sonrasında da uyanır uyanmaz karaladığım notlar içerisinden kabuslarımla ilgili düşüncelerimi belirli bir akışa göre dillendirmem şeklinde gerçekleşti. Bu kabusların en net izdüşümü ise Måneblot şarkısı oldu.
Korhan: Pekala, şimdi de biraz geçmişe gidelim. 20 Ağustos 2015’e götürmek istiyorum seni: Yerel bir pop yıldızı, o günün ertesinde ekstrem metal sahnesine ilk adımını atacaktı bildiğin üzere. Myrkur Relapse Records gibi bir devle anlaşmış, TELOCH ve GARM gibi çok önemli figürlerle çalışan bir isim olmasına rağmen M albümü çıkana kadar dünya Myrkur’dan bihaberdi. Albümün çıkışı öncesinde şüphelerin, endişelerin var mıydı? Albüm çıkışının öncesindeki o bir-iki günlük sürece dair hatırında kalan özel bir şey var mı?
Amalie: Hayır, herhangi bir şüphem yoktu. Genel olarak insanların tepkilerine göre yaşamaktansa proaktif bir şekilde yaşamayı tercih ederim. Sezgilerime göre yaşarım ve çok fazla düşünmemeye çalışırım.
Korhan: M albümünün sonrasında -hatta öncesinde bile- pek çok düşman kazandın ve eski bir pop sanatçısının black metal sahnesinde yeri olmadığı gibi argümanlar üzerinden ölüm tehditlerine bile varan bir nefrete maruz kalmıştın. O dönemde kabaran sular artık biraz durulmuş görünüyor ama hala bu tür bir internet nefretine maruz kalıyor, ya da ölüm tehditleri alıyor musun?
Amalie: Internette hakkımda çıkan bazı komik dedikodulara denk geliyorum bazen. Bir süredir ölüm tehdidi aldığımı söyleyemem.
Korhan: Ben sınıflandırmanın bir noktaya kadar önemli olduğunu düşünürüm ve erken dönem İskandinav black metaline dair ipuçları barındırmasına rağmen ben Myrkur müziğinde baskın olan müziği black metal olarak tanımlamazdım. Enya, Alcest ve hatta Lana Del Rey (bence Crown şarkın küçük bir selam çakıyor hatta sanatçıya) gibi isimleri de duymak mümkün Myrkur müziğinde ve bu nedenle saf black metal gözüyle baktığımda Myrkur müziğini takdir etmem mümkün değil. Fakat Myrkur’u olduğu haliyle, yalnızca Myrkur olarak dinlediğimde -samimiyetle söylüyorum- gerçekten çok seviyorum. Merak ettiğim senin tüm bunlarla ilgili ne hissettiğin: Sence Myrkur hala, çıkışında iddia ettiğin gibi black metal mi yapıyor?
Amalie: Müzik türleri hiçbir zaman ilgimi çekmedi. Benim kahramanlarım ve ilham kaynaklarım klasik besteciler gibi tek bir kategori altında değerlendiremeyeceğin, belirli kalıplara sığmayacak isimler. Bence yalnızca kalbin ve kulaklarınla dinlemelisin ve üzerine çok fazla düşünmemelisin.
Korhan: Konuyu değiştirelim. İnsanlar çoğu zaman senin güçlü bir sese sahip yetkin bir müzisyen olduğunu gözardı ediyorlar. Tüm bu enstrümanları çalmayı nasıl öğrendin ve lütfen bize Kulning adı verilen o muhteşem vokal tekniğinden bahseder misin?
Amalie: Biraz kendim öğrendim, biraz da klasik eğitimden geçtim. İskandinav halk müzikleriyle, kadın halk sanatçılarıyla büyüdüm. Kulning ya da çobanın sesi içimde her zaman güçlü duygular uyandırmıştır ve farklı coğrafi alanlarda, bir dağın tepesinde ya da bir ormanın kalbinde bu tekniği kullanarak kişisel deneyimler yaşadım. Bu tekniğin üzerine gitmeye karar verdim ve özel dersler aldım.
Korhan: YouTube kanalın nycelharpa, mandola, keman gibi enstrümanlar çaldığın ya da Kulning tekniğiyle doğaya seslendiğin küçük, birbirinden enfes videolar ile dolu ama uzun süredir yeni bir video paylaşmıyorsun takipçilerinle? YouTube kanalın için yakın gelecekte planların var mı?
Amalie: Teşekkür ederim. Neden yeni videolar yüklemediğime dair sorular soran birçok yorum gördüm videolarımın altında. Gerçek şu ki yeni albümümü yazmakla ve konserlerle meşgulüm. Fakat fırsatını bulunca yeni canlı performans videoları paylaşacağım tekrar, çünkü yapmaktan keyif aldığım bir şey bu ve insanların yaptıklarımı takdir ettiklerini biliyorum.
Korhan: Myrkur’un evrildiğini hissediyorum. Daha ruhani, daha içsel ve daha kadınsı bir tınıya geçti zamanla. Neredeyse metal ile hiçbir alakası olmayan pek çok şarkın var artık. İleride Myrkur’dan ne beklemeliyiz? Ekstrem metal köklerini tamamen bırakıp çok daha saf bir folk projesine dönüşebilir mi Myrkur gelecekte, ne dersin?
Amalie: Hiçbir zaman metali tamamen bırakmak istemedim. Sanatsal özgürlüğümü korumak ve canım ne istiyorsa onu yapmak istiyorum.
Korhan: Geçtiğimiz yıl Brutal Assault Festivali’nde şanssız bir an yaşandı ve Myrkur sahnedeyken çıkan ufak bir yangın sonucu konser yarım kaldı. Ben de ön sıralardaydım ve açıkçası her şey sona erdikten sonra bile insanların dakikalarca Myrkur tezahüratlarında bulunması beni şaşırtmıştı. Binlerce saf metalciyle dolu büyük metal festivallerinde çalma konusunda kendini nasıl hissediyorsun? Festivallerde Myrkur’a tepkiler genel olarak olumlu mu?
Amalie: Metal festivallerinde çalmayı çok seviyorum. Oradaki insanlar tamamen adanmış, çılgın ve duyarlılar. Bu yıl yeniden Brutal Assault’a dönmekten dolayı heyecanlıyım, çünkü sahnede çok kısa bir süre kalsam da geçen yıl içerisinde en çok keyif aldığım konserlerden biriydi. Umarım bu yıl da ön sıralarda seni görürüm!
Korhan: Bu talihsiz olay dışında, sahnede benzer bir kaza yaşadın mı hiç? En kötüsü neydi?
Amalie: Kaza olduğu ortada ama talihsiz diyemem. Bütün kasabanın elektriklerinin kesilmesine neden olan bir olaydı sonuçta ve fazlasıyla güçlü bir histi bu benim için. Aklıma gelen pek bir şey yok açıkçası, o yüzden Brutal Assault’ta yaşananlar sanırım şimdiye kadar tecrübe ettiğim en ekstrem şeylerdi.
Korhan: Bu soruyu Sylvaine’den Kathrine’e de sormuştum ve senin cevabını da merak ediyorum açıkçası. Artık 90’larda olmadığımızın farkındayım ve metal sahnesi, kadın katılımı açısından soprano vokalistlerden çok daha fazlasını sunabilen bir hale gelmiş durumda günümüzde ama hala dengesiz olduğunu söyleyebiliriz. Bazı noktalarda müzisyen kimliğinden ziyade kadın kimliğinle karşılandığın oluyor mu hala? Metalin erkek egemen bir müzik olduğunu düşünenlere ne mesaj vermek istersin?
Amalie: Eğer karşımdaki böyle düşünen biriyse muhtemelen hiçbir mesajım olamaz. Muhtemelen müzik konusunda bile birbirimizle çok farklı noktalarda duruyoruzdur, o nedenle söyleyeceğim her şey nefesimi boşa harcamam anlamına gelir.
Korhan: Sona gelirken bir-iki tane saçma/eğlenceli sorum var okurlarımız için. Sayacağım üçlüden biri dünyayı yönetecek, seçimini nedenleriyle açıklayabilir misin lütfen: Fossegrim, Nisse ya da Huldra?
Amalie: Bence bu üçlüden hiçbiri dünyayı yönetmemeli ama birini seçmek zorundaysam sanırım bu Huldra olurdu.
Korhan: Neo/Dark folk müziğinin büyük bir hayranıyım ve her zaman yeni gruplara açığım. Metalperver okurları arasında benim gibi pek çok kişi olduğunu biliyorum, o yüzden bize favori yeraltı folk oluşumlarından birkaç tane önerebilir misin?
Amalie: Hedningarne, Gjallarhorn, Garmarna, Tiriltunga ve Heilung gibi isimler her zaman aklımı başımdan alıyor.
Korhan: Turnede yediğin en lezzetli en kötü yemekler nelerdi, hatırlıyor musun?
Amalie: Portland, Oregon’da yediğim Vietnam yemekleri gerçekten fantastikti. En kötüsü ise İtalya’da yediğim, dünyanın en kötüsü sayılabilecek bir pizzaydı.
Korhan: Bu soruyu da röportaj yaptığım bütün müzisyenlere soruyorum. Myrkur diskografisinden, daha önce Myrkur’u hiç duymamış birine üç şarkı önerecek olsan bunlar hangileri olurdu?
Amalie: Hævnen, Måneblot ve Skadi.
Korhan: Hepsi bu kadardı, Amalie. Biraz uzunca ve kimi tartışmalı konulara da değinen bir röportajdı; cevapların için teşekkürler. Metalperver okuyucuları ve Türkiye’deki hayranların için son bir mesajın var mı?
Amalie: İstanbul’a gelip sizler için bir şeyler çalmayı iple çekiyorum!
Her zamanki gibi düşüncelerinizi yorumlara yazmayı, bu ve sitedeki diğer yazılar hoşunuza giderse sağda solda paylaşmayı ihmal etmeyin. Metalperver’de olan bitenin bir takdiri hak ettiğini düşünüyor, içeriğin katlanarak çoğalmasını ve zenginleşmesini arzu ediyorsanız PATREON üzerinden Metalperver’e destek olabilirsiniz. Okuduğunuz için teşekkürler.