Soulfly – Ritual
Merhaba.
Bir yerlerde duyduğumda aslında akarlıymış diye düşündüğüm, fakat tek başıma kaldığımda asla açmadığım bazı gruplar var. Yıldızın barışmaması gibi bir durum mu yoksa daha da mı saçma sapan bir sebepten bilemiyorum ama Soulfly da bu kategoride yer alan, on yıllardır bildiğim ama neredeyse hiç dinlemediğim gruplardan bir tanesi. Her nasılsa APOCALYPTICA sayesinde tanıştığım (Refuse/Resist yorumunu dinlemiştim galiba) SEPULTURA‘ya olan hayranlığım bile Soulfly’a yakınlaştıramadı beni. Herkesin malumu, ’96’da Sepultura’dan ayrıldıktan sonra grubu kuran Max Cavalera’nın ismiyle yükselen Soulfly, şaka maka aradan geçen otuz yıla yakın süreye on albüm sıkıştırmış ve geçtiğimiz haftalarda da on birinci albümü Ritual‘ı ortamlara salmış, dev bir isim.
Soulfly’ın erken dönem nu-metal etkili albümleri dışında arada çıkan tonla albümü hakkında gerçekten çok az fikrim olduğu için herhangi bir kıyaslama yapamayacak olsam da Ritual‘ın eli yüzü düzgün bir albüm olduğunu ve pek çok alt türe dokunarak geniş bir heavy metal potpurisi sunduğunu kavramak çok zor değil. Max’in karakterini ve müziğe bakışını uzun uzun anlatmaya gerek yok; pek çok farklı türden beslenen ve müziğine dahil edebilen, çok yönlü bir müzisyen o ve her ne kadar yaptıklarıyla çok sınırlı bir ilişkim olsa da ne kadar büyük bir ekstrem metal manyağı olduğunu bilmemek için mağarada yaşıyor olmak gerek herhalde. Metal için yaşayan, metal ile hayata tutunan bir adam Max Cavalera ve bu Ritual‘in her anına işlemiş olan bu sevda, albümü yükselten önemli bir unsur.
Patlayıcı rifler, alamet-i farika haline gelmiş, dünya müziğinden beslenen bir groove hissi ve neredeyse yarım asırı deviren Max’in taş gibi vokalleri, Ritual‘ın muhteviyatını özetlese de albümde bundan çok daha fazlası var; Sepultura’dan alıştığımız, her an her yerde horon başlatabilecek thrash tabanlı rifler, konuk IMMOLATION vokali sayesinde cengavere dönüşen Under Rapture ile death metale çakılan selam, standart ama baymayan metalcore etkili break-down kısımlar, Cavalera’nın ’90’lar sonu nu-metal furyasından aldıklarının hala derinlerde bir yerde olduğunu hissetiren kimi vokal bölümleri ve endüstriyel metale göz kırpan bazı besteleri göz önüne alınca Ritual gerçekten de dolu dolu bir albüm. Konuk demişken, ikinci şarkı Dead Behind the Eyes‘da da vokallerde LAMB OF GOD‘dan Randy Blythe yer alıyor. Mis gibi şarkı. Kapanışta da adet olduğu üzere grubun adını taşıyan, enstrümantal bir parça var ki, orada da caz oluveriyor albüm. Böyle sıralayınca ortaya çorba gibi bir iş çıkabilirmiş gibi geliyor ama Ritual temas ettiği onca farklı türe rağmen bir şekilde kendi bütünlüğünü korumayı başarıyor ve Soulfly’ın genel başarısının sırrı da bu herhalde biraz. Albüm boyu tansiyonun pek düşmediğini düşününce kapanışı yapan Soulfly XI biraz havada kalıyor ama o da tek başına epey etkileyici ve keyifli. Saksafon ne güzel bir icat, değil mi?
Başta da belirttiğim üzere Soulfly’ı ahım şahım bilmem ve Twitter’daki bir muhabbetin üzerine, biraz da kritiğini yazabilmek için kendimi zorlayarak açtım Ritual‘ı ama gayet keyif alarak dinledim albümü. Belki beni Soulfly hayranı yapmaya yetmedi ama en azından artık Soulfly ismi aklıma düştüğünde mutlaka açıp bir süre döndüreceğim bir albüm yerleşti hafızama. Dolu dolu, kaliteli bir albüm Ritual; bir şans verin.
Geri bildirim: Metalperver Haftalık – Metalperver