Khôrada – Salt
AGALLOCH ve GIANT SQUID isimlerine aşina mısınız?
Yüzeyin bir-iki karış altında takılan ve orada önemli bir şöhrete kavuşmuş bu iki önemli grubun küllerinden doğan, beklemedik ve tatlı bir sürpriz Khôrada. Artık PILLORIAN ile yoluna devam eden John Haughm haricindeki diğer Agalloch elemanları ve Giant Squid ile birbirinden enfes işlere imza atmış olan gitarist/vokalist Aaron Gregory’nin yeni grubu Khôrada, ilk albümü Salt ile karşımızda.
İçinde bulunduğumuz dünya ve onun çarpık düzeninden beslenen Khôrada müziğini tarif etmek pek kolay değil. Elemanları ve yer aldıkları grupları düşünürsek, kendi kendileriyle mücadele etmekten ve farklı ses manzaraları yaratmaya çalışmaktan keyif alan müzisyenler olarak Khôrada’nın onlar için kabaca yeni bir deney sahası olduğunu söyleyebiliriz. Grubun zengin müziği hem agresif, hem duygusal hem de bir çeşit felaket alameti.
Albümü dinlerken ilk fark ettiğim özelliklerinden biri SCULPTURED ve Giant Squid’e olan benzerliği oldu. Özellikle Aesop Dekker’in yoğun, güçlü davulları, albümün karakterini belirleyen önemli unsurlardan bir tanesi. Kategorize etmesi zor olsa da progresif metal sancağı altına konumlandırabileceğim Khôrada, hem duygusal açıdan besleyen hem de müzikal anlamda doyurucu bir iş ortaya koymuş. Hazmetmesi çok kolay ve hızlı olmasa da içine girdikten sonra çabucak kişisel bir albüm haline gelebiliyor Salt. Üzücü ve kötü bir kelime oyunu ile salt gerçekleri insanın yüzüne çarpan bir albüm Salt.
Kuzey Avrupa’nın soğuk, mesafeli ve hissi pek çok farklı türe dokunarak ileten müziklerine alışık kulaklar için epey müthiş bir iş bence Salt. Zira Khôrada enfes doom metal riflerini, avangart groove hissini, vokalin direksiyonda olduğu duygusal tonları ve etkileyici soloları bir noktada kendi müziğine yansıtmayı başararak tüm bunları bütünlüklü ve atmosferik bir temeli bozmadan verebiliyor. Glacial Cold dinleyin mesela, yok yok sekiz buçuk dakikanın içerisinde gerçekten. Başında tatlı bir çello sürprizi bile var.
Çarpık ve karanlık bir masal evrenine ait olsa da neredeyse bir ninniyi anımsatan Augustus‘tan tutun da güzel dünyamızın mevcut durumunun içler acısı halini derinlikli bir biçimde ortaya koyan Gregory’nin sözleriyle dokunaklı bir hal alan, hüzünlü bir trompetin peşi sıra yükselen davullarıyla etki alanını genişleten, on dakikalık epik Wave State‘e kadar, albümde boş parça yok.
Eğer bu elemanların önceki gruplarına hakimseniz zaten az çok üst düzey bir şey geleceğini tahmin edebiliyorsunuzdur, ancak ilk defa dinleyecek olsanız dahi Khôrada’nın sunacağı şeylerin hiç olmazsa bir bölümü mutlaka ilginizi cezbedecektir. Her gün dinlediğimiz vurdulu kırdılı, döner tekmeli işlerden değil belki ama bir defa içine girmeyi başarısanız Salt‘ın zahmetsiz bir şekilde aktarabildikleri karşısında epey şaşıracağınızı tahmin ediyorum. Senenin en güzel sürprizlerinden gerçekten. Prophecy Records’dan babam çıksa yerim, iddiamı gönül rahatlığıyla sürdürüyorum.
Esoteric Malacology ile birlikte yılın albümü şu anda. İnanılmaz iyi.
Salt’u hala sindirmeye çalışıyorum ama Esoteric Malacology > bu yıl çıkmış her şey gerçekten. Muazzam.