Ihsahn – Àmr
Sanatın hemen her dalında uzmanlaşmak çok zor; adanmışlık, disiplin, bilinçdışının kapılarını aralayabilmek, bilgi ve elbette zeka gerektiren bir iş. Bunu başarabilen büyük ustaların dünyayı ne denli etkilediği de aynı ölçüde muazzam bir şekilde ortada elbette. Ancak benim çok sevdiğim ve özellikle ilgi duyduğum sinema ve müzikte örnekleriyle karşılaşınca çok sevindiğim, fark etmekten keyif aldığım bir detaya dikkat çekmek istiyorum: Sanatçı, sanatında ustalaştıkça eseri küçülüyor. Bu ne demek? Öncelikle neyi ne kadar yapabildiğini gösterme ihtiyacı tamamen ortadan kalkıyor. Elbette böylece çok daha içten, çok daha samimi bir eser çıkıyor. Bilgi ve tecrübe sınırlarına ulaşıldığında yeni bir özgürlük kapısı aralandığı için sanatçı gerçekten özgün, ona ait ve ona ait kalacak bir dokunuşa imza atabiliyor. En önemlisi ise çok az ile çok fazlayı anlatabilmek gibi gerçekten ancak büyük sanatçılara nasip olan bir kudret ile donanıyor. Norveç’in sürekli değişen, dönüşen ve evrilen muhteşem müzik adamı Vegard Sverre Tveitan, ya da bildiğimiz ismiyle IHSAHN da böyle büyük bir sanatçı benim gözümde.
Böyle yüksek perdeden girdiğime bakmayın, aslında büyük bir Ihsahn aşığı sayılmam. Büyük bir saygı duymam, yaptığı her işe hayran olacağım anlamına gelmiyor tabii. Nitekim Ihsahn’ın solo kariyerinde yalnızca ilk albümü The Adversary, After ve son albüm Arktis.‘i çok sevdiğimi, kalan işlerinde ise Ihsahn’ın hala gelişmeye devam ettiğini bu kadar yakından görebilme hazzı yaşatmalarına rağmen, şahsi zevklerim doğrultusunda beni o kadar da cezbetmediklerini söyleyebilirim. Bu nedenle daha objektif bakabildiğime inandığım Àmr için de, ne yazık ki Ihsahn’ın kendisi hakkında konuştuğum kadar olumlu şeyler söyleyemeyeceğim. Yine de siz bana çok güvenmeyin, ben bile bazen ne dediğimi anlamıyorum tam.
İlk paragrafta bahsettiğim bu giderek küçülmeyi (elbette olumlu anlamda) sound anlamında Àmr’de görmek mümkün, ancak müzikal açıdan böyle bir şey söylemek mümkün değil. Ancak bu içeriğin zenginliğine işaret etmiyor ne yazık ki. Yani dağınık bir albüm Àmr. Bunu daha dolaylı ve yumuşak söylemenin bir yolu yok, gerçekten de dağınık albüm. Ihsahn’ın müzikal yolculuğu esnasında karşılaştığı, bir parçasını alıp cebine koyduğu pek çok şey ile karşılaşmak mümkün Àmr’de. İnanılmaz özgürlükçü, yaptığı şeye kesinlikle çok hakim, asla laf olsun diye yapıldığına inanmadığım, fakat son tahlilde albenisiz ve dinleyiciye mesafeli bir müziği benimsediğini düşünüyorum Ihsahn’ın. Belki bir başkası yapsa havan kime yabancı tepkisi gösterip çok ağır sözlerle eleştirebilirdim ve bu noktada belki de ikiyüzlü davranıyorumdur, ancak Ihsahn’ın farkındalığının çok üst düzeyde olduğuna olan inancım, tüm bu bilinçli tercihleri ve ilk anda garip ya da tutarsız görünen parçaları birleştirmek adına albüme daha çok şans vermemi sağlıyor her defasında. Birkaç dinlemenin ardından da Ihsahn’ın neyi amaçladığına dair ufak bir pırıltı belirir gibi oluyor gerçekten; zaten ancak çok küçük bir parçasına ulaşabileceğim için, o da bana yetiyor çoğu zaman. Ezik miyim neyim.
Bir önceki ve benim de sevdiğimi belirttiğim Arktis. ile arasında epey mesafe olmasına, Ihsahn’dan dinlediğim belki de en metal olmayan anları barındırmasına, bazı noktalarda ya ben Amerikalı cheesy bir grup mu dinliyorum diye sorgulatacak kadar bir garipleşse de, arkada yine türlü Ihsahn’lıklar dönüyor gerçekten. Zaten bu şekilde belirttiğim ve ne kast ettiğimin anlaşılacağından emin olduğum şekilde Ihsahn’lık diye bir kavramı lugatıma sokmuş bir müzik adamından bahsederken bazı şeyler de teferruat kalıyor aslında.
Gitar müziği tutkunları için, Ihsahn’ın metal müzik ekseninden çok uzaklaşmadığı işlerini daha çok sevenler için zor ve muhtemelen kötü bir albüm Àmr. Ancak bu, Àmr’in kalitesiz, müzikal açıdan doyurucu olmayan, duygusal anlamda bir şey sunamayan veya kötü yazılmış bir albüm olduğunu göstermiyor. Fakat marka, beklentiler ve son çıktı arasında bir fark olduğu da kesin. Yine de bir öyle, bir böyle yorumlarımdan da anlayabileceğiniz üzere, her ne kadar bu tip işler yapmaya devam ettiği takdirde aramızdaki mesafeyi korumaya devam edecek olsam da Ihsahn’ın müzikal yolculuğunu, hiç tereddüt etmeden cesursa açıldığı yeni sularda neler yaptığını takip etmekten çok keyif alıyorum, bu da bir gerçek. Àmr kendi içinde belirli bir düzen tutturmayı başarmış, piyasadaki birçok şeyden daha yoğun ve üst seviyede görünse de eminim pek çokları için çözmeye çalışırken bayacak bir albüm. Cesareti ve tamamen kendi başına buyruk hali aslında inanılmaz cezbediyor ve bunu çok takdir ediyorum, fakat bu tutumunun müzikal karşılığı o kadar da hoşuma gitmedi sanırım. Ihsahn ile olan ilişkinize göre iki tarafa doğru da on beş-yirmi puan kayabilecek bir albüm bence Àmr; gördüğünüz üzere ben bile hala emin değilim.
68/100
Ben albümü seven kitledenim. Arktise çok ısınamamıştım, Ihsahn’a ferah soundu yakıştıramıyorum. Bu albüm olmuş bence, dağınıklığı konusuna katılıyorum tabii ama bu beni rahatsız etmiyor.
Öte yandan ben Das Seelenbrechen’e de bayılmıştım. Yani Ihsahn doğaçlama sıçsa yine dinlerim.