Yerli Pazarı: Cloud Theory

Merhaba.

Bundan sonra her Pazar günü Metalperver’de yerli gruplara yer verip ülkemizden çıkan başarılı işleri elimden geldiğince tanıtmaya çalışacağım. Sabah akşam elin oğlunu bacısını övüp duruyoruz, bizim vatandaşımızınki can değil mi kardeşim? Hiç.

Neyse efendim, bu hafta sizlere tanıtmak istediğim grup İzmirli CLOUD THEORY. Aslında grubun kökleri 2008 yılına kadar uzanıyor ama sonradan grup adını ve müzikal kimliğini değişerek şu an olduğu halini alıyor. Bu yıl içerisinde çıkarmayı planladığı ilk albümü öncesinde ise grup 12 Mart tarihinde Torn adını verdiği bir EP yayınlamış. EP dediğime bakmayın gerçi, üç parçayla otuz beş dakikayı bulan, neredeyse kendi başına albüm olabilecek bir çalışma aslında Torn.

Cloud Theory, metalin progresif sularında seyreden, müziği hem bir mücadele sahası hem de kendi hikayesini anlatabileceği bir mecra olarak değerlendiren bir grup gibi görünüyor. Elbette Türkiye ve progresif metal denince -ne yazık ki- akıllara hemen DREAM THEATER ve kötü kötü öykünmeler, neredeyse birebir kopyalamalara varan biz vizyonsuzluk ve başkasının adına utanmalar geliyor. Neyse ki Cloud Theory bunun ötesine geçmeyi başarmış.

Elbette progresif metal kalıpları dahilinde grubu pek çok isme benzetebiliriz, fakat grubun hikaye anlatıcılığına da soyunmuş olması ve power metal ile dirsek temasında oluşu, Cloud Theory’yi birkaç farklı zaman ölçüsü bilen, pentatonik, kromatik gamların farklı transpozeleriyle yürüyen herhangi zayıf bir çabadan daha fazlası haline getiriyor. En azından benim için öyle oldu.

Üç-dört kişilik bir ekibin elinden çıkan konsept ve sözleri takip etmek, en az müziğin kendisi kadar keyif veriyor. Açıkçası progresif metal sevgisi birkaç grup ve spesifik albümlerle sınırlı bir insan olarak hiç sıkılmadan takip ettim ve dinledim Torn’u. Bu noktada aslan payı özellikle vokalist Taylan Tokmakoğlu’na gidiyor elbette; hiç tekdüzeleşmeyen, hikaye anlatacağım derken melodiden vazgeçmeyen bir vokal düzenlemesi var ve gerçekten de güçlü bir sese sahip. Aslında riskli sayılabilecek şekilde ortalaması on bir dakikayı bulan üç parçanın beste açısından da vasatın çok üzerinde olduğunu söyleyebilirim. Yalnızca bazı noktalarda esinlendiği, öykündüğü şeyleri çok belli ediyor ama o kadar da olur diye baktığım için pek takılmadım açıkçası.

Dinleyicinin kulaklarını kanatmayan gayet iyi bir kayıt, progresif müzik severleri tatmin edecek besteler, vokal performansı dinlemekten hoşlananlar için güçlü bir vokal ve hikaye takip etmekten hoşlananlar için de keyifli bir konsept; Torn ve Cloud Theory için aslında böyle bir özet çıkarmak oldukça mümkün. En sevdiğim tür olmamasına rağmen üst üste dinletti kendini bu EP ve çıkacak albümde neler karşılaşacağım konusunda şu an heyecanlı ve meraklıyım. Grubun bandcamp sayfasından anladığım kadarıyla epey profesyonelce yönetilen bir süreç var ortada, umarım albümden sonra da aynı şekilde devam eder ve üzerine koyarak ilerlerler. Velhasıl, progresif/power metal severlere Cloud Theory’yi takibe almalarını öneriyor ve huzurlarınızdan çekiliyorum.

Siteye destek olmak için aşağıdaki düğmeye tıklayıp Patreona göz atabilirsiniz👇