Klasik Bir Cumartesi: Vàli – Forlatt
Her şeyin babası Odin ile dev Rindr aşkının meyvesi Vàli, Höðr’ın kazara “zarar görmesi imkansız” Baldr’i öldürmesinden sonra, Höðr’dan intikam almak maksadıyla dünyaya gelmiştir. Tüm çocukluğunu ve büyüme sürecini yalnızca bir günde tamamlamış olan Vàli’nin kaderinde Höðr’ı öldürmek, Ragnarök’tan sağ kurtulmak, Hel’den geri gelen kardeşi Baldr ile kavuşmak ve artık Thor’un çekici Mjolnir’in sahibi olmuş Thor’un çocukları Móði ve Magni ile birlikte Æsir’in kaybolmuş altınlarının bir bölümünü bulmak yatmaktadır.
Nors mitolojisindeki sayısız karakterden biri olan Vàli’nin hikayesinde en dikkatimi çeken şey, çocukluğunu bir gün içinde tamamlayıp bir an evvel yetişkin bir evlada dönüşerek Höðr’ı katletmek üzere yola koyulmuş olmasıdır. Zira yazının konusu Norveçli Vàli de 2004 yılında dinleyicilere sunduğu Forlatt albümü ile tıpkı ismini aldığı mitolojik Vàli gibi bir günde boy atıp neofolk piyasasında karşısına çıkan tüm Höðr’lere tekmeyi basmayı başarmış bir proje.
Vàli lakaplı tek bir kişiden oluşması ve yukarıda bahsi geçen -kabul, çok uğraşıp destanlar anlattım benzesin diye haha- benzerlik dışında elbette bu iki Vàli’nin birbiriyle pek bir alakası yok. Fakat fena mı oldu arkadaşlar, dilimizin pek dönmediği bir dünya isim öğrendik. Bu arada Höðr “Höğdır” diye okunuyor. “Bunu şimdi söylüyorsun ulan, biz yazıyı okurken o ismi hep atladık,” dediğinizi duyar gibiyim…
Forlatt, dilimizde “terk edilmiş” anlamına gelen bir sözcük. Albümün dinleyici üzerinde yarattığı temel etkilerden birini de bu soyutlanmışlık, yalnız kalmışlık hissi oluşturuyor. Terk edilmekten ziyade, daha bir ıssızlık hissi ve daha sonrasında yavaş yavaş bu tek başına olma durumuna alışma süreci ve nihayet kabullenmenin yarattığı huzur, olarak değerlendirebiliriz Forlatt’daki genel atmosferi. Bu açıdan bakıldığında hem akustik gitarlı sakin melodiler dinlemek istenildiğinde hem de hüzünlü zamanlara arka fon arandığında rahatlıkla tercih edilebilecek bir albüm.
Elbette bir neofolk albümünde olması gerektiği gibi şarkıların neredeyse tamamı akustik gitar, piyano, ve yaylı çalgılardan oluşuyor. Ancak Vàli’nin ara sıra kullandığı, müziğin arkasında belli belirsiz duyulan flüt melodileri yahut diğer nefesli çalgılardan gelen ezgiler albüme çok daha farklı bir hava katıyor. Albümün dış mekanda kaydedildiğine yönelik bazı yazılar okuduysam da güvenilir bir kaynaktan teyit edemedim ne yazık ki. Fakat Forlatt’ı açar açmaz, daha ilk ezgilerden itibaren insanın kendisini bir ormanın ortasında buluvermesi de başka türlü nasıl açıklanabilir emin değilim.
Türdeş albümler ile kıyaslamaya gidildiğinde Vàli’nin neden daha ilk albümden piyasa içerisinde bu kadar tanınan, saygı gören ve sevilen bir oluşum haline geldiğini açıklayabilecek şey ise Forlatt albümünde müziğin arkasının dolu dolu olması. Ortalama bir neofolk bestesi insanın zihnine takılan bir melodi, onu destekleyen miniman dokunuşlar ve varsa duygu yoğunluğunu yansıtmakta başarılı bir vokal ile konuyu kapatır genellikle. Ancak şu an çalmakta olan Sorg‘da da görülebileceği gibi, hatta albümdeki hemen hemen her parçada görülebileceği gibi, Vàli’de işler bu şekilde yürümüyor. Sorg‘daki enfes ikili akustik gitar melodilerinin arkasında kimi zaman bir piyano kendi derdini anlatırken, ortalara doğru kendini gösteren kemanla birlikte şarkı çok daha dolu, ve doyurucu bir hal alıyor. Albümün genelinde de bu durum geçerliliğini koruyor.
Bir de yukarıda bahsettiğim şekilde, iç dünyalara doğru yolculuğa çıkarabilme gücünü açıklamak adına; atmosfer genelde belirli bir çerçevede olsa da, hemen hemen her parçanın kendine ait bir kimliği, çok farklı yapılarda olmasalar da en azından duygu anlamında birbirinden ayırt edilebilirliğini sağlayan detaylar barındırması sayesinde türdeş albümlere zaman zaman gelen tek düzelik eleştirisinden kendisini çok güzel kurtarmayı başarıyor. Bütünlüklü, baştan sonra size bir şey anlatmaya çalışan bir albüm Forlatt.
Tam dokuz yıl sonra çıkardığı Skogslandskap ile ilk albümünün bir tesadüf olmadığını ispatlayan ve Auerbach ile beş albümlük bir anlaşma imzalayan Vàli umarım müzik yapmaktan asla vazgeçmez. Elinizin altında Forlatt gibi bir albüm varsa dilediğiniz an, dilediğiniz yere kar yağdırabilir, ruhunuzu çam ormanlarında yürüyüşe çıkarabilirsiniz. Başucu albümlerinden biri, umarım sizin için de öyle olur.
Geri bildirim: Havnatt – Etterlatte – Metalperver