Hallatar – No Stars Upon the Bridge
Geçtiğimiz yılın sonlarında TREES OF ETERNITY’nin ilk ve büyük olasılıkla son albümü “Hour of the Nightingale”in hüzünlü hikayesini yazarken adeta tüylerim diken diken olmuştu. Juha Raivio’nun hem sevgilisi, hem de müzikal partneri Aleah’yı albümün kayıtlarından sonra kaybetmesiyle müziğinin özündeki hüzün adeta birkaç katına çıkmıştı birdenbire. Raivio işlerin böyle kapanmasıyla yetinememiş olacak ki, sevgilisinin acısını ona atfedecek bir albüm daha yaparak dünyaya anlatmaya çabasına girmeye karar verip HALLATAR’ı yaratmayı seçti bu geçtiğimiz yıl içinde.
Aleah’ın yazdığı yazı ve şiirlere besteler yapan Raivio, şarkı aralarına da yine onun kısa ses kayıtlarını koyarak iyiden iyiye buram buram özlem kokan bir eser yaratmayı başarmış. Kendisi gitar, bas ve klavye görevlerini üstlenen Raivio’ya vokallerde AMORPHIS’ten tanıdığımız (ve açıkçası burada ondan hiç duymadığımız kadar içten seslenen) Tomi Joutsen ve davullarda da uzun süre HIM’in davulculuğunu yapan Gas Lipstick eşlik ediyor.
Albümün ve hatta projenin fazlasıyla kişisel olduğu elbette aşikar, ve bu kişisellik müziğe de müthiş bir doğallık ve içtenlik, üzerine bir de vahşi bir hüzün şeklinde yansımış. Zaman zaman neredeyse funeral doom sınırlarına dayanacak kadar yavaşlayan, ağırlaşan ve riflerinin darbelerinin kuvveti artan müzik bu anlarda Tomi Joutsen’in adeta ciğerleri dağlayan dertlilikteki vokalleriyle kuvvetleniyor da kuvvetleniyor. Bazen bir dizeyi okuduktan sonra bir kenarda hıçkıra hıçkıra ağlayacağını gözlerinizin önünde canlandırabiliyorsunuz Joutsen’in ki albümün arkasındaki her şeyle birlikte düşününce bu imgenin şiddeti de artıyor. Gitarların hafiflediği, vokallerin temizleştiği anlar ise hüznün birkaç boyutunun birden “No Stars Upon the Bridge”de bir arada yer aldığını kanıtlarcasına farklı bir açıdan vurmayı başarıyor. Bazen bir isyanla birlikte yükselen haykırışlar birkaç nefes sonra yerini tamamen çaresizliğin daha kısık sesli kabullenişine bırakıyor.
DRACONIAN’ın beni “Sovran”da perişan eden büyülü sesli vokalisti Heike Langhans albümün dördüncü şarkısı My Mistake’de konuk olarak ufak bir düete dönüştürüyor bu parçayı. Her ne kadar sesinin tüm etkileyiciğinden yararlanılmamış olsa da kendisinin varlığı albümün (itiraf etmek gerekirse çok da ihtiyaç duyulmasa da) varyasyonluluğuna katkıda bulunuyor. “No Stars Upon the Bridge” kapanışına doğru ise zaten oldukça yüksekte götürmekte olduğu çıtayı biraz daha yükseğe çıkartıyor desem pek yanlış olmaz sanırım. En ağırından, en karanlığından bir funeral doom havasını bize solutan The Maze, ardından kısa bir konuşma pasajı ve peşinden mezarın ötesinden gelen vokalleriyle kapanış şarkısı Dreams Burn Down’ı bir şişe daha şarap açtıracak raddeye çıkartan Aleah ile HALLATAR, albümünü zirveye doğru tırmanarak yapıyor.
Kişiselliğinden, içtenliğinden ve içerdiği üzüntüden şüphe duyurmayacak derecede kuvvetli olan “No Stars Upon the Bridge”, Raivio’nun kariyerinde yaptığı en iyi işlerden biri bence baştan sona, TREES OF ETERNITY ile birlikte. Hissettiklerini bu denli güzel bir şekilde müziğe dökebilmesine imrenirken, bu yaptıklarının bir nebze de olsa acısını hafifletmeye yaradığını ummaktan başka bir şey gelmiyor elimden.
85/100
Çok hüzünlü bir albüm gerçekten. İki haftadır müptelası oldum. Hem hikayesiyle, hem müzikalitesiye hem de Joutsen’in enfes vokalleriyle 35liğin yanına gidecek tarzda bir albüm olmuş. “Erkekler Ağlamaz” a bir tepki gibi. Swallow’da bulmadığım içten doom hissiyatını Trees Of Eternity ve Hallatar’da buldum. TOE i erken kaybettik. Umarım Hallatar yola devam eder.