Grift – Arvet
Geceleri, uzanıp kulağınızı toprağa dayadığınızda çiçek açışını duyabileceğiniz uçsuz bucaksız çayırların, gururun ve özlemin bin yıllık değirmenlerde öğütülüşünün, zihni bir bebeğinki gibi saf hale getiren yağmurlarla vaftiz edilmenin, acı tatlı hatıraların, tüm bunların değersizliğinin ve diğer pek çok başka şeyin ilhamı, arayışı veya isyanıyla müzik yapan bir adam Erik Gärdefors. İsveçli ve alışagelmişin dışında görünmesine karşın aslen dikkatli dinleyicinin farkında olduğu bir bakış açısı ile black metal yapıyor.
Kariyerine, işin tabiatından ötürü ilk akla gelecek şekilde BURZUM vari bir anlayışa sahip depresif black metal ile başlamasına rağmen 2015’de yayınladığı ilk albümü Syner ile perspektifini bir hayli genişlettiğini gösteren Erik, yeni albümü Arvet ile NICK CAVE‘den SOLSTAFIR‘e, SHINING‘den GORGOROTH‘a kadar pek çok farklı isimden bir şeyler bulunabilecek ilginç müziğine kaldığı yerden devam ediyor.
Duru bir akustik gitar pasajının ardından yeni dönem black metal anlayışının standart örneklerinden bir tremolo rifin üzerine Erik’in Neige‘ye benzeşen duygu dolu çığlıkları ile açılan albümde olan bitenler insan elinin değmediği yerlerde, doğanın göbeğinde gerçekleşiyormuş gibi bir havada ve açıkçası albümün en kıymetli yönü de bu. Erik müzikal açıdan yetenekli ve farklı enstrümanlardaki maharetiyle albüme çeşitlilik sağlıyor ama Arvet her anından müzik fışkıran, bu anlamda dopdolu bir albüm değil.
Minimalist diyemesem de sade bir albüm Arvet. Glömskans järtecken gibi albümün en iyi şarkılarından birinde de, GREEN CARNATION hissiyatlı nefis kapanış Nattyxne’de de, kısacası albümün zirve anlarında bile bu sadeliği hissedebiliyorsunuz. Doğanın kudreti karşısında insanın basitliğini temsil eden bir sadelik olarak da değerlendirilebilecek olan bu anlayış Erik’in en büyük kozu. Grift albümleri belki müzik olarak çok hatırda kalıcı işler olmuyor ancak özellikle Erik’in depresif, yenik, kaybetmeye mahkum tavrı sayesinde dinlemesi pek de kolay olmayan, duygusal bir meydan okuma kimliğinde oluyor. Bu açıdan Arvet de tıpkı ilk albüm Syner kadar başarılı.
Anlamsızlığın isyanı ve nihai kabullenişin özenli bir sunumu Arvet. Syner kadar dolu olmasa da sadeliğin gücünü çok iyi kullanıyor. Erik’in çok içtenmiş gibi hissettiren perişan vokalinin de katkısıyla duygu yükü ağır ve üstünde kara bulutların gezindiği, kapkara olmasa da hayli gri bir albüm. Herkes için olmayabilir, fakat seveni de eminim çok sevecektir. Tek tek şarkıdan ziyade bütün olarak tüketilmesi gerektiği uyarısını da yaparak kapatayım. Yazın suni aman sendeciliğinin yerini giderek ağırlaşacak bir varoluş soruşturmasına bırakacağı şu sonbahar aylarında gayet iyi gider, bir göz atın.
78/100