Ensiferum – Two Paths
Zamanında çığır açmış, ya da neyse o kadar ileriye gitmeyeyim de, en azından bir türün bayraktarlığını yapmış bir grubun sıradanlığa doğru kayıp gidişine adım adım tanık olmak epeyce üzücü bir şey. ENSIFERUM özelinde konuşacağım bir şey değil bu aslında; zira hiçbir zaman çok sevemediğim, takdir etsem de bu takdirimin hep belli bir mesafeden olduğu bir grup oldular. Ancak bu iki önceki cümlemin objektif gerçekliğini ve bunun ENSIFERUM’un gidişatına cuk oturduğunu da yanlış hale getirmiyor. Cuk evet.
“Unsung Heroes” ile dinleyicilerini ikiye bölse de bence şüphe götürmez bir gerileme döneminin başlangıcını yapan Fin grup (ki “From Afar” gibi çok iyi bir albümden üç yıl sonra nasıl başardılar bunu gerçekten ilginç), en azından yeni bir şeyler deniyor diye kendimizi avuturken (başaramıyor olmaları bir kenara) sonrasında “One Man Army” ile biraz kıpırdanınca dinleyicileri de olup biteni ufak bir düşüşe yordular. Tam bir dönüm noktası olabilecek bir anda çıkıp gelen “Two Paths” maalesef ki bu denli önemli ve anlamlı bir zamanda gelebilecek en kötü albüm herhalde.
Herhangi bir ENSIFERUM albümüne konulsa sırıtmayacak; ama adları da anılmayacak şarkıların bir araya toplanmış hali gibi bir şey var karşımızda. Zaten bir anda 2010’ların en önemli albümlerinden birine imza atmasını beklediğimiz bir grup değil tabii ENSIFERUM ama bu kadarı da biraz fazla işin açığı. Temel özelliği brutal vokalin kısılıp grubun en özelliksiz yanlarından biri olan dümdüz temiz vokalin miktarının artması olan bir albüm bu, oradan anlayın durumun vehametini. WINTERSUN’a da bulaşmış epik temiz vokalleri yoğunlaştırıp o yöne doğru kaysalar yine saygı duyulabilecek bir şeyler ortaya çıkabilecekken vardıkları nokta kendilerinin daha az etkileyici bir kopyası olmuş çıkmış.
Orkestral düzenlemeler albümün belki de en iyi yanı olarak göze çarpıyor. Zaten grubun müziğini büyüten önemli unsurlardan biri olan bu düzenlemeleri yine çok yerinde kullanmışlar ve geri kalan özelliksiz müziğe rağmen zaman zaman insanda Saruman gibi elleri yavaş yavaş yukarıya kaldırarak poz verme isteği uyandırıyor doğrusu. Her ne kadar prodüksiyon tarafından bir gıdım sekteye uğratılsa da grubun en azından bu yöndeki çabasını kaybetmediğini görmek güzel.
Şarkı şarkı şunda bak ne güzel yerler var, bunun burası olmamış gibi analizlere girmek istemiyorum çünkü gerçekten o kadar gerek yok ki. ENSIFERUM’un yetenekli müzisyenleri elbette ki bir gecede bu yetenekten yoksun bırakılmış değiller, eğer ortada bir sıkıntı varsa (ki yazıyı okumaya tam buradan başladıysanız: evet var) onların artık fazla çabalamayı bir kenara bırakmış gözükmesinden kaynaklanıyor. “Two Paths” tıpkı kendinden önce gelen iki albümde olduğu gibi düz bir ENSIFERUM albümü. Grubun müziğinde önceden var olan her element tek tek var; fakat sanki şarkı yazma konusunda gösterdikleri çaba fazlasıyla eksik. Umuyorum ki bu çizgide gidip kariyerlerini vasat albümlerle tamamlamazlar.
60/100
Bu kadar elestiriden sonra bu puan biraz fazla degil mi?
60 daha iyi olurmuş belki, evet. İndiriyorum hatta. Netice itibariyle rezalet, dinlenemeyecek bir albüm değil de sırf görev amaçlı, turneye çıkmak için yapılmış boş bir şey işte ya.
Alien Planet’in son sayısında Amerikalı Folk Metal grubu Wilderun ile yaptığım röportajda grubun vokali Evan “Bir çok folk metal grubu bilindik şarkı yazımı ve düzenlemelerle kendisini garantiye alıyor ve bu sebeple de yeni şeyler deneyen gruplara rastlamak biraz zor” demişti. Ensiferum’un bu durumuna (albüm bile demek istemedim) cuk oturan bir açıklama olmuş. Cuk evet 🙂