Kritik

Dagoba – Black Nova

1997’den beri aktif olan ve 2016’ya kadar kurucu kadrosunu korumayı başaran (2016’da davul ve gitarda değişiklik oldu) Fransız endüstriyel metal grubu Dagoba’nın eleman değişikliklerinde Black Nova’ya ait fikirlerin bir tesiri oldu mu bilemiyorum elbette ama hayırlara vesile olduğu kesin.

Konu endüstriyel metal olduğu zaman akla pek fazla isim gelmiyor aslında. Bu, icrası kağıt üzerinde kolay durmasına rağmen realitede samimiyet yakalayabilmenin, formülü doğru bir şekilde uygulayabilmenin, kulağa zorlama ve itici gelmeden dinleyiciyi yakalayabilmenin epey zor olduğu bir tür. Belki de bu nedenle RAMMSTEIN gibi bir devin, MINISTRY gibi bir efsanenin yanına başka isimler koymak pek kolay değil. Bu gruplar endüstriyel metal dünyasında neyin nasıl olması gerektiğini o kadar net ve güçlü bir şekilde ortaya koydular ki, “biz endüstriyel metal yapıyoruz!” diye çıkan bir grubun bu isimlerle karşılaştırılması ve ne yaparlarsa yapsın bu iki devasa gücün çözülüp yok olmaması imkansız. Bu nedenle günün birinde bir grup kursam yapacağım son şey, grubun her yerinden metal dişli sesleri de gelse, sanayi ateşlerinde kavrulup petrol kuyularında boğulan elemanlara da sahip olsak gruba endüstriyel metal etiketi yapıştırmak olurdu herhalde.

Dagoba’yı bu açıdan değerlendirmenin kötü sonuçlar doğurabileceğini ve Black Nova’ya haksızlık edebileceğini belirtip endüstriyel metal konusundaki rastgele fikirlerimi ortalığa saçtığıma göre albüme dönebiliriz. Black Nova, oldukça kırma bir müziğe sahip grubun 7. albümü. Açıkçası daha önce sadece “Poseidon” ve “Tales of Black Dawn” albümlerini dinleme fırsatım olmuştu ve onlar da pek hatırımda kalan işler değiller ne yazık ki. Ancak Black Nova için tam tersi şeyler söylemek üzereyim, hazır olun.

DIMMU BORGIR’ın yeni bir kimliğe büründüğü “Puritanical Misanthropic Euphoria” gibi, “Death Cult Armageddon” gibi albümlerdeki senfoni kullanımına benzer bir yaklaşım var Black Nova’da ve bu iki albüme hayran bir dinleyici olarak Dagoba’nın yeni albümüne beni ilk çeken şey bu benzerlik oldu. Epik, heyecan uyandıran ve inceden marş havasındaki senfonik ögeler henüz ilk dinlemeden Black Nova’ya ısınmanızı sağlıyor. Grubun kurucularından, kah brutal vokaliyle, kah temiz sesiyle albüme yön veren Shawter aynı zamanda elektroniklerden de sorumlu ve her iki alanda da ne yaptığını gerçekten çok iyi biliyor. “Inner Sun”, “Stone Ocean” ve “The Infinite Chase” gibi şarkıları mutlaka bir deneyin. Bunlar haricinde “The Grand Emptiness” gibi şarkılarda da başta söylediğim Dimmu Borgir etkisini görebilirsiniz rahatlıkla. Kayıt da neredeyse Dimmu’nunkiler kadar kusursuz aynı zamanda.

Grubun “groove” konusundaki müthiş tecrübesi ve performansı ise şüphesiz Black Nova’nın en büyük gücü. Akılda kalıcı pek fazla rifin/melodinin olmadığı, çoğu zaman gitardan ziyade davulu (daha da özelleştirmek gerekirse bas davul örüntüsünü) veya elektronik ögeleri takip ettiğiniz bir müziğin kuru kuruya coşup durması herhalde çok abes ve yorucu olurdu. Neyse ki Black Nova bu konuda hiç tökezlemeden henüz ilk şarkı “Inner Sun” ile birlikte hafif hafif kafanızı aşağı yukarı hareket ettirmeye başlıyor. Sonra da Kemal Sunal hücum borusu çalamayıp oynak bir şeylerle telafi ederken kendini tutamayıp oynamaya başlayan Şener Şen gibi gaza geliyorsunuz, kanınız kaynayıveriyor.

Tamamen ritim duygusuna ve elektronik ögelerin sürükleyiciliğine sırtını yaslamış, çok keyif aldığım bir albüm oldu Black Nova. Son 2-3 şarkıda biraz temposu düşüyor ve yazıda bahsi geçen şarkılardaki patlayıcılığı, durdurulamaz ve dinleyeni de önüne katıp götüren gücü biraz aratıyor. Ancak albümü değerlendirmek için değil de tamamen dinlemiş olmak için dinleseydim bu durum pek de umrumda olmazdı herhalde. Aynı şeyi vasat gitar işçiliği için de söylemek mümkün. Gitardaki bu durum biraz “olmaması hiç sorun değil ama olsaydı müthiş olurdu,” seviyesinde zaten.

Kısacası insanı uyandıran, gaza getiren, kan basıncını yükselten bir albüm Black Nova. Sporda, bir yere yetişirken, fazla düşünmeden coşmak istediğinizde ve benzer durumlar için aklınızın bir köşesinde mutlaka bulundurun. Senenin keyifli sürprizlerinden biri.

81/100

dagoba-bn

Yazıyı/albümü değerlendirmek için:

Average rating 0 / 5. 0

Siteye destek olmak için aşağıdaki düğmeye tıklayıp Patreona göz atabilirsiniz👇
Become a patron at Patreon!

Korhan Tok

Üniversiteden sonra metali bırakmadım.

Bir Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.