Kritik

Æther Realm – Tarot

WINTERSUN gibi, ENSIFERUM gibi gruplardan bolca etkilendiğini saklama ihtiyacı duymayan bir folk/melodik death grubu olarak hatırımda kalan Æther Realm’i çok da iyi bildiğimi sanmıyordum fakat 2013’de çıkardıkları ilk albümlerini birkaç defa döndürmekle sınırlı bilgim aslında epey yeterliymiş çünkü ABD’li grubun geçtiğimiz ay çıkan Tarot’a kadarki ilk ve tek albümünü biliyormuşum zaten.

Elbette arada ufak tefek şeyleri çıkmış ama 7 yıllık grubun kariyerindeki 2. albüm olan Tarot’a dönelim biz. İlk albümü ile Æther Realm’in bendeki imajı çok da özgün ve özellikli bir şeyler yapamayan, ortalama bir grup olduğu yönündeydi. Tarot ise bu fikrimi değiştirecek gibi görünüyor. Nitekim hala grubun Amerikan kökenli olduğu gerçeğini kabullenmekte zorlanıyorum. Norveç’in bağrından çıkmış mis gibi bir müzik yahu bu.

11 parçayla 70 dakikayı geçen bir albüm Tarot ve her anlamda müziğe doyuran bir yapıya sahip. Æther Realm genel olarak bolca folk etkilenimli epik melodik death metal icra eden bir grup ve Tarot ile bu uzun ve garip tanımın içini doldurabilecek yoğun, değişken ve gayet keyifli bir müzik yaratmayı başarmışlar.

Türler üstü olarak gördüğüm Tarot’un en önemli tarafı sürekli değişen yapısı. Kapalı, “palm mute” denilen gitar thrash rifleri, melodik death metal armonileri, blues soloları, FLAMENKO (“The Devil”), ballad gibi ballad “Temperance”, koro vokaller, aşırı iyi klavye kullanımı ve birbirinden keyifli pek çok başka unsuruyla Tarot gerçekten de paket olarak metale dair pek çok şeyi barındırıyor ve uzun süresine rağmen sürekli değişerek sıkıcı olmaktan kendini kurtarıyor.

Vıcık vıcık folk metali pek sevmem. Ya black metale yedirildiğinde ya da ancak çok epik, görkemli bir şekilde sunulduğunda katlanabildiğim bir müzik türü olduğundan Tarot’taki folk dengesini çok iyi bulduğumu belirtmem gerek. Zaman zaman gerçekten de WINTERSUN görkemine kavuşarak – belki bu anlarda fazla etkilenmiş olmakla eleştirilebilir olması bir yana – pek şımarmadan seyreden, tam ayarında bir folk etkisi var albümde. Bir tek ALESTORM’dan Chris Bowes’in vokallere katkıda bulunduğu “King of Cups” epey geyik ve şu ” bira içirten folk” şarkılarından ama 70 dakikanın içerisinde böyle bir 5 dakika da oluversin zaten. Yarın olmayacakmış gibi içildiği bir gün çalma listenize mutlaka ekleyin bu şarkıyı. Tabii içki tüm kötülüklerin anasıdır ve Metalperver olarak biz hep şıra içeriz, bunu da belirtelim. Bir de “The Chariot”ın sonlarına doğru aşırı eğlenceli bir bölüm var ama o kadar sevimli olmuş ki hiçbir şey diyemem bu bölüme galiba. Hiç beklemiyordum ve ilk dinlediğimde epey şok oldum. Manyaklar sizi ya haha.

Böyle güle oynaya ilerleyen albümün sonuna 19 dakikalık bir epik koymak aslında her yiğidin harcı değil. Fakat Æther Realm bu riski almış ve altından da başarıyla kalmış. Son parça “The Sun, the Moon, the Star” tam 19 dakika sürüyor ve açık ara albümdeki en canavar işler burada dönüyor. Doğrusu bu parça olmasaydı albüme rahat 5-6 puan daha düşük not verirdim gibi geliyor bana. İşte öyle bir şey.

Aşırı sıradan ve hatta biraz kopyacı bir ilk albümün peşinden böyle bir albüm yapabildiği için tebrik ediyorum Æther Realm’i. Prodüksiyonu, aranjmanı, gitar işçiliği ve değişken yapısıyla bu sene dinlediğime ve keşfettiğime memnum olduğum albümlerden bir tanesi oldu Tarot. Mutlaka bir şans verin ve 1-2 şarkı dinleyip kapatmak yerine albümün tamamına bir göz atın derim. İlla ki size hitap edecek bir şeyler bulursunuz zira yok yok Tarot’ta. Meğer mis gibi müzisyenmiş adamlar da haberimiz yokmuş.

85/100

a4166387068_10

Yazıyı/albümü değerlendirmek için:

Average rating 0 / 5. 0

Siteye destek olmak için aşağıdaki düğmeye tıklayıp Patreona göz atabilirsiniz👇
Become a patron at Patreon!

Korhan Tok

Üniversiteden sonra metali bırakmadım.

Bir Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.