Saturnus – Martyre
Gökhan Yazan
“Doom metal dostunuz değildir.”
Grup gayet başarılı bir grup; zaten bu alanda başarılı oldukları için bilmemenizi dilerdim. Doom işte bilirsiniz. Kupkuru bir bataklık. Gece uyumak için yatağa yattığınızda tavana dümdüz baktırıp, yakanızı bırakmayan anılarınızın notalara dönüşmüş hali. Keşfetmek için mi buradasınız? Ben mutlu bir insanım! diyorsanız geri tuşuna basıp buradan olabildiğince uzaklaşmanızı öneririm. Fakat olan olmuş ise artık, bu kahpe hayat sizi doom metalci yaptıysa işte tam dozunda bir doom albümü ile karşı karşıyasınız… Ben uyarımı yaptım.
Yaşanmışlıklar var… Yaşanmamışlıklar var… İkisi de çok ağır yük olabiliyor bazen. Okul veya iş çıkışı yorgun ama bir şey düşünmeden eve dönerken, birini hatırlatan ufak bir detay gelince gözünün önüne, eve değil de birkaç bira almaya yönlendiren yaşanmışlıklar bunlar. Olan olup, giden gittiğinde, gidenin yarattığı boşluğun verdiği ağırlık insanı süründürüyor bazen. Bomboş bakarsın bazen uzaklara. Bommmmboş. İnsanlardan kaçıyorsun, çünkü hep aynı klişeler, “boş ver be oğlum biri gider, biri gelir üzme kendini bak insanlar neler yaşıyor!” Saturnus böyle yapmıyor, acınıza ortak oluyor. Yarayı kaşımak istiyorsunuz, kaşırsanız kabuk tutmayacağını bilmenize rağmen. Saturnus bu yarayı kaşıyor sizin yerinize. Pes ettiğiniz anlar olur ya bazen, olduğunuz yere uzanıp kalmak istediğiniz anlar hani. Pes ettiğinizi sanır ama asla pes edemezsiniz; hayat, sorumluluklar, insanlar ve beklentiler her zaman devam eder. İntihar düşünceleri gelir aklınıza yavaş yavaş. Tam anlamıyla pes etmek. Fakat “yaşanacak çok şey var, bu kadarında pes edemem,” diye yaşamaya devam edersiniz. Acıyı bir çeşit zevke dönüştürmek isteyebilirsiniz. İşte bunun için Saturnus var. Bazı yakarışlar olur insanın içinde; “Birisi yardım etsin!”, “Neden!”, “Dayanamıyorum!” Ya da masum, küçük harflerle söylenen sözler… “Çok özledim, nerdesin?”, “Canım çok yanıyor.”, “Yalnız hissediyorum.” Bunlar hissedilebilecek şeyler. Çoğu insanın düşündüğü gibi hiç de “ergen işi” hisler olmuyor eğer gerçekten hissediyorsanız. Şarkılarda bu yakarışları bulacağınız bir albüm karşınızda işte; Saturnus Martyre.
Biraz da duyguları kenara bırakıp müzikten bahsetmek gerekirse Saturnus’un, vokali dışındaki elemanları çok kez değişmiş bir grup olduğunu söyleyerek başlayabiliriz. Tabii ki her albümü birbirine benziyor ama arada farklılıklar olabiliyor. Örneğin “Veronika Decides to Die” albümünde daha çok uzun şarkılar varken, Martyre albümünde daha kısa şarkılar var. Ayrıca biraz daha hızlı bir albüm. Hızlı derken çok da hızlı bir şey beklemeyin, doom albümü sonuçta.
Saturnus’u Saturnus yapan şey tabii ki melodileridir. Melodiler, rifflerden çok daha öndedir Saturnus’un her albümünde. Bir yandan vokal giderken, vokalin arkasındaki melodi ince notalara çıktıkça insanın içi daha çok cız eder. Klavyeye gelirsek, havayı verdiğini söyleyebilirim rahatlıkla. Klavyeyi eleştiremiyorum, yalan yok çok da anlamam, ama dinlerken ruhunuzu sağa sola uçuşturuyor, bu benim için yeterli.
Üzülmeyin demiyorum… Ağlamayın demiyorum… Daha önce bu sitedeki başka bir yazıda gördüğüm şeyi söylüyorum. Saturnus gibi olun, diğer doom grupları gibi, acılarınızdan ilham alın. Bilmiyorum nasıl ilham alıyorsunuz, ne çalıyorsunuz, ne yazıyorsunuz ne çiziyorsunuz, ama sadece oturup ağlayıp Bana böyle yaptılar demeyin. Sağlıcakla. Stay doomed.
83/100