Full of Hell – Trumpeting Ecstasy
FULL OF HELL klasik bir grindcore grubu değil pek. Her ne kadar bu tür içinde death metal etkileri görmeye fazlasıyla alışık olsak da, FULL OF HELL bunu bir (hatta birkaç, aslında) adım ileriye taşıyıp çok daha farklı elementleri de müziği içine yedirebilen, farklı bir oluşum. Japon noise ustası MERZBOW ile birlikte çalışıp ortak albümler çıkartmış olmaları ile bile zaten bunu belli ediyorlar; müziklerine sludge metal ya da noise, drone gibi daha endüstriyel işler sıkıştırıyor olmaları onları biraz farklı konumlandırmaya yetiyor.
Hiçbir zaman çok sevdiğim bir grup olmasalar da bu farklıları ile hep bir şekilde ara ara dinlediğim bir oluşum olan FULL OF HELL, sanıyorum “Trumpeting Ecstasy” ile bunu değiştirmeyi başardı. Elbette ki bir grindcore albümünden beklenildiği üzere çoğu iki dakika civarında şarkılardan oluşan albüm, grubun şimdiye dek en sevdiğim işleri olan ilk stüdyo albümleri “Roots of Earth are Consuming My Home”dan bile güzel bir yere oturdu benim için.
Yavaşlatılıp bozulmuş bir Werner Herzog monoloğu ile başlayan albüm, asıl müziğe aslında grindcore’dan çok death metal gibi girişiyor. En çok vokalist Dylan Walker hayvanının böğürtülerinin damga vurduğu “Trumpeting Ecstasy”, CONVERGE adamı Kurt Ballou’nun elinden çıkma iyi prodüksiyonunun etkisiyle grubun tüm enstrümanlarla ne denli büyük bir öküzlük peşinde olduğunu 24 dakika boyunca suratımıza suratımıza haykırıyor. Nefes alma şansı bile tanımayan, Gnawed Flesh gibi iyiden iyiye yavaşlayıp benim diyen doom metal grubunun inmeyi düşünmeyeceği kadar düşük tempolara erişen bir şarkıda bile sanki iki bileğimize yapışıp tehdit edici gözlerle bizi süzerek hareket etmeye cesaret edemeyecek hale getiren albüm her anıyla büyük bir güç barındırıyor.
Kapanış parçası At the Cauldron’s Bottom ile iyiden iyiye sludge metal sularına giren ve bir grindcore albümünde görünce “ne oluyor yav” dedirten altı buçuk dakikalık bir şarkıyla bunun hakkını vermeyi başaran “Trumpeting Ecstasy”nin asıl sürprizi ise albüm ile aynı adı taşıyan şarkıda hayat buluyor. Nicole Dollanganger hanımefendinin savaş ortamının göbeğine ışıklar saçarak inen bir melek gibi parlayan sesiyle arz-ı endam edişi ve Walker’ın ateşler saçan böğürtüleriyle karşılıklı adeta “atışmaları” ile grup yine yalnızca bir grindcore oluşumu olmadığını gösteriyor.
Grubun şimdiye dek yaptığı bütün işlerin bir özet halinde bir araya gelmesi denebilir “Trumpeting Ecstasy” için ve sonunda tüm bunları bir şeylerden feragat etmeden bir araya getirmenin, dinleyici etki altına alıp doom, sludge, noise gibi ekstra etmenleri grindcore sound’larının doğal bir uzantısı gibi sunmanın bir yolunu bulmuş gözüküyorlar. FULL OF HELL belki bu yıl dinleyeceğiniz en iyi albüme imza atmamış; ama eğer düz grindcore albümlerini yeterince ilgi çekici bulmuyor ve biraz daha “derin” bir şeyler arıyorsanız bir şans vermenizi hak eden bir kayıtla karşımıza gelmişler. Olur bu.
80/100