Pallbearer – Heartless
Sadece uzayıp giden yollara çıkıldığı zamanlarda saklandıkları deliklerden gün yüzüne çıkan kayıp hatıraların, en eski pişmanlıkların, son kadehlerin, üzeri sisle örtülmüş yılların ve gözden kaçan tüm o güzelliklerin grubu Pallbearer, 2014 yılında piyasaya sunduğu Foundations of Burden ile dinleyicisini sonu gelmeyecekmiş gibi görünen bir tünele sokup her türden buhranlar yaşattıktan sonra, tünelin ucunda minicik de olsa bir ışık huzmesi görmemizi sağlamış, tüm fena duyguların geçiciliği gibi doom metalin baş düşmanı bir olguyu albüme müziğinin özünü bozmadan dahil etmeyi başararak ilginç ve harika bir işe imza atmış, belki de yıllar sonra ilk defa bir doom metal albümünden umudu da almış bir dinleyici olarak derin saygımı kazanmıştı.
Kadrosunu bozmadan yoluna devam eden Arkansas’lı grubun geçtiğimiz Mart ayı sonunda dinleyicilere sunduğu yeni albümü Heartless ise Pallbearer’ın geleneksel doom metali ele alış biçiminin özgünlüğü üzerine edilecek her kelamda örnek gösterilebilecek, grubun progresif rock ile doom metali birbirine bu defa daha da açıktan, göstere göstere yedirdiği bir albüm olmuş. Tabii bu ille de müthiş bir şey demek değil.
İlk dinlemelerden sonra Heartless‘ı bir doom metal albümü olarak değerlendirmenin yanlış olacağı temelinde şekillenen düşüncelerim albümü detaylı olarak inceledikçe daha da belirgin bir hale geldi ve nihai olarak albümü bir doom metal albümünü değerlendirdiğim gibi değerlendirdiğim takdirde hem müziğe hem de kendime haksızlık etmiş olacağımı düşünerek Heartless için daha farklı bir bakış açısı geliştirmeye çalıştım.
Elbette Pallbearer gibi ne yapmak istediği çok belli olan ve istediği şeye dönüşebilmek için yeterli yeteneğe ve vizyona sahip bir gruptan bahsediyor olduğumuz için albüm özelinde tabii ki birçok müthiş fikir, harika melodiler, birbirinden akılda kalıcı sözler ve daha fazlasını bulmak işten bile değil. Özellikle Cruel Road henüz ilk dinlemede albümdeki favorilerimden oldu ama bun sonra değineceğim. Albümün geneli için, 49 dakikanın sonunda kendimi bir doom metal albümü dinlemiş gibi hissediyor muyuz? Sanki sorulması gereken soru bu gibi geliyor bana ve cevap gayet kesin bir “HAYIR”.
Her şeyden evvel rock tabanının barizliği ve davul kullanım biçimi ile hiç kimsenin inkar edemeyeceğini düşündüğüm bir MASTODON hali var albümde. Müthiş armoniler ve hakikaten tüm dikkatleri üzerine çeken davullar sayesinde albüm geleneksel doom metal sınırlarından kolaylıkla taşıyor ve her ne kadar müzikal anlamda enfes şeyler yaşansa da bir kimlik sıkıntısı yaşıyor. Bu sıkıntı ve karışıklık sebebiyle de albümü ne şekilde dinleyeceğine karar veremiyor insan.
En güzeli kendini müziğe kaptırıp kafayı bu müzik ne müziği, bu albüm ne albümü diye sorularla yormamak sanırım. Başka türlü Dancing in Madness gibi bir çılgınlığı ve son dakikalarındaki PINK FLOYD sololarını, albümdeki net favorim Cruel Road’a hakim olan KING DIAMOND etkisini (gerçekten bir süre sonra vokallerde King varmış gibi duymaya başladım ve benim için artık bu şarkıyı King söylüyor) ve vokal melodisinin bir yerde aşırı CANDLEMASS gibi tınladığını, A Plea for Understanding isimli doom metal (hadi buyur) ziyafetini ve muhteşem sözlerini, albüm geneline yayılmış bol varyasyonlu ve tempolu davulları ve her şarkıda bir şekilde farklılaşmayı başaran vokalleri duymak, tüm bunlardan keyif almak mümkün olmayabilir.
Kısacası aslında Heartless harikulade bir albüm. Ancak ben geleneksel doomcuyum, heavy gitarlar eşliğinde kendimi duvardan duvara vuracağım diyorsanız sakın etikete aldanıp bu albüme yüklenmeyin. Pallbearer zaten genel olarak bundan fazlasını yapan ve kitlesi de ona göre olan bir grup ancak Heartless ile bu durum iyice ön plana çıkmış ve eminim Pallbearer ismini daha da büyüterek kitlesinin genişlemesini sağlayacak. O nedenle yanlış bakış açılarıyla değerlendirmelerde bulunarak ne gruba haksızlık edin, ne de kendinizi bu müzik ziyafetinden ve hatta yılın en iyi albümlerinden birinden mahrum bırakın. Kendinizi yollara vurdukça Heartless dinlemeyi ihmal etmeyin. Keyifli dinlemeler.
88/100
albüm çıkana dek thorns’u baya döndürmüştüm. albümü yeni yeni dinlemeye başladım ama oda baya bi dönecek gibi. love you to death coverı da taş gibi olmuş
Geri bildirim: Metalpervere Haftalık – 10 – Metalperver