Windswept – The Great Cold Steppe
Ukraynalı Roman Sayenko (Роман Саєнко) eski grubu HATE FOREST yüzünden peşinde dolaşan nasyonal sosyalist çağrışımlara rağmen DRUDKH ile yaptığı efsane işler sayesinde müziğiyle daha fazla anılmayı başarmış bir isim. Yalnızca efsanevi statüsüne dahil olacak albümlerini bile saymaya kalksak epey sürecek DRUDKH’un yanında Sayenko az önce bahsettiğim HATE FOREST ve BLOOD OF KINGU gibi gruplarda da müzikal olarak çok başarılı işler çıkarttı. Kendisinin şimdilik en yeni projesi olan WINDSWEPT de aslında ondan duymaya alışık olduğumuz tarzda bir albümle karşımıza çıkıyor.
Atmosferik bir black metal kaydı olan “The Great Cold Steppe”in en önemli özelliği yaratılış biçimi olsa gerek. Albüm herhangi bir prova vs. yapılmadan baştan sona üç gün içinde yazılıp kaydedilmiş. Kayıtlar sırasında şarkıların eksikleri doğaçlamalarla tamamlanmış ve vokallerin de anın getirdiği duygularla hareket etmesiyle adeta iyi kaydedilmiş bir canlı performans albümü gibi bir şey aslında “The Great Cold Steppe”. İlhamını soğuk, donuk bozkırlardan alan bu ilk WINDSWEPT albümü müzikal olarak çok fazla olmasa da bir içtenlik hissiyatı yaratan bu özellikleriyle kendine has bir yerde duruyor.
Bu ilginçlik kısmını bir kenara bırakıp müziğin özüne gelecek olursak ise ilk paragrafta değindiğim gibi WINDSEPT Roman Sayenko’nun elinden çıktığını her şarkısının her anında belli ediyor. Özellikle önceki işlerinin bence en can alıcı noktalarından biri olan folk elementlerinin gittikçe azaldığı DRUDKH’un son albümlerinden birini dinlediyseniz WINDSWEPT’ten ne beklemeniz gerektiği konusunda harika bir fikir sahibisiniz demektir. DRUDKH’un uzun süreli şarkılarını ilginç bir şekilde fazlasıyla dinlenilir kılan tekrarlı pasajların buradaki şarkıların kısa sürelerine rağmen yine kendilerine yer bulması her şeyin çok fazla tanıdık gelmesine sebep olacak kulağınıza.
Gerçekten bu kadar fazla kıyasa girmek istemiyorum; ama albüm elimi kolumu bağlıyor desem yeridir. Davullar tonlamasından, ritim yapılarına kadar birebir DRUDKH tadında, hatta belki biraz daha bile basit: neredeyse tüm şarkıların her anında devam eden blast beat’ler belli ölçülerin sonunda kısacık birer atak yapıp aynı blast’lara devam ediyor. En azından albümün geri kalanını da biraz daha iyi kılan doğaçlamalar kendini zil desenlerinde gösteriyor bazen. Gitarlar müziği tamamen domine ediyor olsalar da rif çeşitliliğinin fazla olduğunu söylemek pek doğru olmaz. Neyse ki Sayenko’nun en iyi yaptığı işlerden biri olan bol tekrarlı melodiler albümü baştan sona taşımayı başarıyor. Her ne kadar davulların göreceli monotonluğu kimi zaman hangi şarkını bitip de hangisinin başladığını ayrıştırmayı zorlaştırsa da, albüm bittiğinde kafanızda mırıldanmalık melodiler dönüp duracak, onu hemen hemen garanti edebilirim.
Evet WINDSWEPT’in bende bıraktığı izlenimler aşağı yukarı bu şekilde. Çok kısa süre içinde yazılıp kaydedilmesinin bıraktığı net doğallığın avantajları olsa da bir şekilde sadece bu yüzden ayrı bir proje halini getirildiği izlenimini bırakıyor “The Great Cold Steppe”. DRUDKH’un son iki albümünde onu bir zamanlar o kadar özel yapan Doğu Avrupa folklörünü neredeyse tamamen geride bıraktığını göz önüne alırsak sanki bu albüm de DRUDKH adı altında çıkmış olsa kimsenin çok da şaşırmazmış gibi bir izlenimim var. Sayenko’nun elinden çıkma hemen her şey gibi bu albüm de kendini rahatlıkla ve defalarca dinletiyor; ama tükenip unutulması da özelliksizliğinden dolayı hiç uzun zaman almayacak gibi gözüküyor.
74/100