Dodecahedron – Kwintessens (Through Bodies Measureless to Man)
DODECAHEDRON’un 2012’de grupla aynı adı taşıyan ilk albümünü çıkartması ilginç bir şekilde aklımda çok fazla yer etmiş. İki dijital single yayınladıktan sonra bir anda Season of Mist ile imzalayan ve tıpkı “Kwintessens”i olduğu gibi ilk albümünü de buradan çıkartan grup, özellikle Allfather adındaki saçma sapan derecede iyi şarkısıyla, o dönem BLUT AUS NORD ve DEATHSPELL OMEGA ilhamının kendisini iyice gösterdiği piyasada mantar gibi türeyen klon gruplardan kendini kopartmayı çok kolay başarmıştı.
Dezonant gitar kullanımı içeren her şeye avangart etiketi yapıştırılması bir adet haline geldiği için DODECAHEDRON da bu yaftadan nasibini alsa da, aslında en yalına indirecek olursak hayvanlar gibi teknik black metal yapıyor grup. Alışılageldik nota ölçülerine hiçbir saygıları olmadığı gibi, metal türlerinin belirlenmiş farazi sınırlarını da çok kaale almadıkları gerçeğini düşününce, böyle bile adlandırmak biraz haksızlık olabilir gerçi.
“Kwintessens”, normal isimlendirmeye sahip beş şarkının yanında Prelude, Interlude ve Finale adında üç parça da içeriyor. Normalde bunların en başta, arada bir yerde ve en sonda olması gayet mantıklı olacakken Finale’nin sondan bir önde olması, sanki bu üç şarkının kendi başlarına bir şeyler belirttiğini değil de, birer ayraç görevi gördüklerini düşündürüyor. Böylece, bu ayraçlar dışındaki beş şarkı iki giriş, iki gelişme ve bir de sonuç olarak bölünüyorlar albümde. Biz de üç kısım halinde inceleyebiliriz o halde.
Prelude adlı enstrümantal giriş ile açılan başlangıç kısmı, albümle ilgili olan beklentileri ortaya koymak açısından birebir. Prelude’un bitmesi ile devasa bir sonik saldırı altında kalıyoruz birdenbire; Tetrahedron adlı tüm albümdeki en komplike ve melodiden en nasibini almamış şarkı daha en baştan kafa karıştırıyor, mide bulandırıyor. Grubun bu mide bulandırıcı gücünü temadan değil de gerçekten müziğin verdiği o anti-geometrik delilikten beslemesi seslerin insan vücudu üzerindeki etkisini göstermek için adeta biçilmiş kaftan. Peşinden gelen Hexahedron ise ilk albümdeki Allfather gibi grubun elindeki tüm cephaneliği gözler önüne seriyor. DODECAHEDRON gerektiğinde daha yapısal olarak basit melodi ve riflerin müziklerine nasıl kusursuz uyum sağlayabileceğini albümün bence en etkileyici şarkısında kanıtlıyor.
Interlude adlı ikinci enstrümantal, kulaklarımızın bu ana kadar maruz kaldığı dezonant saldırıya kısa bir ara verse de bu rahatlatıcı değil, aksine gerginliği daha da arttırıcı bir ara oluyor aslında. Bu şekilde gelişme kısmının temposu biraz kısılmış, zaman zaman djent’e dahi yakınsayan gitar tonlarına bizi alıştırıyor. “Kwintessens” çok uzun bir albüm olmasa da grup albümün tamamı boyunca aynı yapıda şarkıların can sıkıcı olacağının bilincinde olarak bu tuzağa kendini düşürmemeyi başarmış. Bilhassa Dodecahedron şarkısının ortasına kadar temposunu gittikçe kısıp, 3.30 civarından itibaren bir süre tamamen ambient bataklığına gömülmesi dinleyiciyi hala tetikte bekletirken yine de onun ufak bir nefes alabilmesini sağlıyor.
Finale kısmı ise adının ve görevinin gerektirdiği gibi her şeyin sonuna bizi hazırlayacak, oldukça endüstriyel sesler barındıran bir enstrümantal ile açılıyor. Burada grup iyiden iyiye karanlık bir bilimkurgu atmosferine giriyor; kulağa dünya dışı gelen konuşmalar, mekanik ve elektronik ses desenleri dinleyiciyi son şarkı olan Icosahedron’dan önce geriyor da geriyor. Son şarkının girmesiyle ise tüm patlayıcılığa rağmen adeta rahatlıyoruz; bilinen bir saldırıyı bilinmezliğin gerginliğine tercih etmenin ne kadar kolay olduğunu bir kez daha yüzümüze çarpıyor grup.
“Kwintessens” ile DODECAHEDRON beklentilerimin de, ilk albümlerinin de apaçık üzerinde nefis bir işe imza atmış. Yalnızca black metal değil; teknik death metal sevenler de benzer tekniklerin bu daha karanlık kuzen üzerine uygulandığında nasıl farklı sonuçlar verdiğini severek göreceklerdir diye düşünüyorum. Baştan sona boğucu, baş döndürücü, sanki otolit taşlarınız yerinden oynuyormuş gibi hissedeceğiniz devasa bir albümle dönen DODECAHEDRON’u ıskalamayın derim.
91/100