Kritik

Patria – Magna Adversia

Kurulalı neredeyse 10 yıl olacak, bu sürede beş (bunu da sayarsak altı) albüm çıkartmış PATRIA’nın bu kadar az tanınıyor olmasının en büyük sebebi biraz geç açılmalarıysa, ikinci sebep de Brezilya’dan bizlere merhaba diyor olmaları olsa gerek. Bence 2014’te çıkarttıkları beşinci albümleri “Invidualism” ile adlarını duyurmuş olmaları gerekiyordu; ama sanıyorum bu işi birkaç yıl gecikmeli de olsa “Magna Adversia” ile başaracaklar.

PATRIA aralarındaki binlerce kilometre mesafeye rağmen müziğin sınır tanımadığını gösterircesine (ya da ben fazla dramatize ediyorum bilmiyorum) çatır çatır İskandinav black metali yapıyor. “Gerçekten öyle yapıyoruz” dercesine albümün davullarını bir şekilde BORKNAGAR, SPIRAL ARCHITECT ve daha nicesinden tanıdığımız Asgeir Mickelson’a çaldırmayı, prodüksiyonunu ise yine BORKNAGAR insanı Øystein G. Brun’a yaptırmayı başarmışlar. Yüksek tempolu bir black metal tarzı benimseyen PATRIA, kimi zaman senfonisi kopartılmış orta dönem DIMMU BORGIR’i gibi tınlıyor dersem belki az çok bir şeyler oluşturabilirim zihinlerde. Veya direkt yazıdaki şarkılardan birini de dinleyebilirsiniz tabii.

PATRIA son yıllarda birçok grubun kendini farklılaştırmak için kullandığı oyunlardan hiçbirine başvurma gereği hissetmemiş. Ne atonal bir yaklaşım, ne dezonant, ölçüsüz rifler ne de kendi ülkelerinin kültüründen beslenen bir folk etkisine rastlamak mümkün “Magna Adversia”da ve açıkçası bu yaklaşımla ortaya böylesine iyi albümler çıkartabilen gruplara başka bir saygım oluyor. Metalin bu siyah kolunun şundan iki onyıl öncesinde yeraltı metal piyasasını aşırılığını tekniğine değil de nefretine borçlu bu çirkinlikle salladığını kallavi bir tokatla hatırlatıyor bu yaklaşım bana.

Kimi şarkı başlarındaki kısa girizgahları bir kenara koyacak olursak PATRIA’nın “Magna Adversia”da albümün başından sonuna dek nispeten benzer bir tempoyu sürdürdüğünü söyleyebiliriz. Aksiyonlu ve sürükleyici bir black metalden şikayet etmeyecek bir dinleyiciyseniz bunun bir eksi yanını göreceğinizi sanmıyorum; ama son yılların sürekli ölçü değişiminden ölçü değişimine koşan yeni dönem metali size daha ilgi çekici geliyorsa bunu monoton bulmanız da çok uzak ihtimal değil.

Birçok şarkıda (Heartless örneğini sıkıştırayım buraya) duyumsanan ve SATYRICON’u anımsatan melodiler PATRIA’nın ilham olarak aldığı kaynaklarından bir tanesini daha gözler önüne seriyor. Norveçli müzisyenlerin 90’ların ortası ve 2000’lerin başlarında yaptıklarını sanki bir zaman makinesiyle 2017’ye taşımış grup ve bunu yaparken hem fikirlerin orijinaline bu kadar sadık kalıp hem de taklitçiliğe düşmemeleri takdiri hak ediyor. Eğer zayıflık kabul ederseniz albümün tek zayıflığı da biraz burada yatıyor: “Magna Adversia” size yeni bir şeyler değil, yıllardır etrafta olan fikirlerin bir toplamasını sunuyor.

Daha önce de farklı yazılarda değinmiştim; şahsen bunu bir problem olarak görmüyorum. Daha önce benzer şeyler yapıldı diye Axis’in hayvanlığını, A Two-Way Path’in son dakikasını, The Oath muhteşemliğini göz ardı etmek demek en başta dinleyicinin kendini bunlardan mahrum bırakıp kendi kendine haksızlık etmesi demek.

“Magna Adversia” şimdilik bu yıl içinde dinlediğim en iyi geleneksel black metal albümü belki de. Hiçbir ilginçliğe ihtiyaç duymadan tamamen sevdikleri müziğin gücüne inanarak bu işi yapan PATRIA’yı ve prodüksiyonda nefis bir iş çıkartan Øystein G. Brun’u tebrik etmek gerek. Bir black metal albümünün prodüksiyonundan bu kadar keyif aldığım en son RAGNAROK’un Malediction albümü ile olmuştu. Kesinlikle yılın iyi işlerinden biri “Magna Adversia”, tadını çıkartın.

87/100

SSR097_cover_web

Yazıyı/albümü değerlendirmek için:

Average rating 0 / 5. 0

Siteye destek olmak için aşağıdaki düğmeye tıklayıp Patreona göz atabilirsiniz👇
Become a patron at Patreon!

Ertuğrul Bircan Çopur

Doydum ama aç gözlülükten yiyorum.

Bir Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.