Kritik

Hail Spirit Noir – Mayhem in Blue

2014’de Oi Magoi albümüyle tanıdığım andan itibaren, orijinalliğine, çeşitliliği ve birçok farklı tınıyı başarılı biçimde harmanlayabilmesine ve daha da önemlisi oldukça karakteristik bir müziği ortaya koymasına aşık olduğum Hail Spirit Noir’nın yeni albümünü cidden dört gözle bekliyordum. Oi Magoi’yi ve Pneuma’yı oldukça uzun bir süre dinlemiş, her şarkısının her saniyesini hatim etmiş biri olarak, yeni albümleri hakkında elbette söyleyecek çok şeyim var. Burada yeniden HSN’nin eşsizliğine vurgu yapmam gerekiyor. HSN iki albümlük kısa geçmişine rağmen müziğini çeyrek asırlık grupmuşçasına olgunluk içerisinde icra ediyor. Çok yönlülüğü asla çorba durumuna getirmeden, cebindeki her şeyi masaya dökmeden, kozlarını doğru zamanda doğru yerde kullanabiliyor. Oi Magoi albümü bu konuda zirve yapmış bir albümdü ve kişi ister istemez bu eşsizliğin üzerine bir şeyler daha katabilecekler mi diye düşünmeden edemiyor. Bu düşünceye ben de fazlasıyla sahiptim ve bu kritikte buna yanıt niteliğinde olacak.

“I Mean You Harm” tam bir açılış şarkısı niteliğinde, hem catchy vokal performansı olsun, hem de yüksek temposuyla dinleyiciyi albümün atmosferine güzelce hazırlayabiliyor. Bunun ardından gelen dört şarkı ise doğrudan büyüteç tutulduğunda yine çokça süreler dinlenildiği vakit alışılacak şarkılar. HSN Oi Magoi’yle hem farklı elementler barındırıp hem de bunları kolay içselleştirilebilir biçimde sunmuştu. Bu albümde ise biraz daha zor bir içselleştirme aşamasından geçiyoruz. Bunun sebebi ise önceki albümdeki melodilerin kolay hazmedilebilir yapısının bu albümde olmaması. The Mermaid şarkısını hatırlayın, sözler girmeden önceki kısımda bile o kadar çok ‘iyi’ melodi ve düzenlemeler vardı ki, daha şarkı başlamadan birden en favori şarkı olabiliyordu dinleyen için. Kaldı ki 2014’den bu yana hala HSN severler için o albümün en eşsiz en unutulmaz parçasıdır. Fakat Mayhem in Blue’da böyle bir anla karşılaşmak cidden daha zor bir hale gelmiş. Bu bakımdan Mayhem in Blue’nun gerçek manada “yeni insanlara ulaşma” albümü olduğunu düşünmüyorum. Daha çok grubun geçmişine, karakterine alışık bünyeler için uygun olduğunu düşünüyorum.

Diğer yandan şarkıların bazı anlarında önceki albümlere doğrudan ithaflar bulunuyor. Bunu bir çeşit kolaya kaçma olarak algılamamak gerek ancak. Çünkü şuan metal içerisinde HSN’nin müziğinin bir benzeri yok, elbette grubun kendisine benzemeye meyil etmesi gibi bir teşebbüs asla tuhaf algılanamaz. Aksine dinleyicinin gönlünü hoş eden bir ayrıntı olarak görülebilir. “Lost in Satan’s Charms”da önceki albümdeki “Hunters” şarkısına öykünen nakaratın olması, yine sözünü ettiğimiz şarkının ikinci bölümünün “Blood Guru”nun o efsanevi ikinci bölümüne dair bolca benzerliği içermesi, son olarak ilk albümdeki “Into The Gates of Time” şarkısında kullanılan riffin tıpatıp aynısının kullanılması kanımca çok tatlı ayrıntılar.

Ayrıca Theoharis’in muazzam vokalinin olduğunu da burada vurgulamam lazım. Hail Spirit Noir’nın Black Metal’le eğilen tek bir yanı var, o da Theoharis’in vokali o kadar. Brutal desen değil, scream desen hiç değil, oldukça farklı bir söyleyiş tarzı var. Bunun yanında gereğinden fazla iyi clean vokale sahip olması da cabası. Bir de tabii ki grubun müziğinin iskeletini yapan Haris’den de bahsetmemek olmaz. Ciddi anlamda o kadar iyi melodiler çıkarıyor ki, hiçbir şey için dinlenmese sırf melodiler için dinlenilebilir.

Sözlerimi bitirirken özet olarak Mayhem in Blue’nun grupla yeni tanışanlar için çok uygun olmadığının altını yeniden çizmek istiyorum. Eğer ilk defa dinleyecekseniz Oi Magoi albümünden başlamalısınız. Mayhem in Blue, HSN eşssizliğinin üzerine yeni bir şey koymuyor, ancak bu eşssizliği yeterince iyi biçimde sürdürebiliyor.

90/100

Not: “How to Fly in Blackness” şarkısı şu evrene bırakılmış en güzel armağanlardan biri.

hsn_mib.jpg

Yazıyı/albümü değerlendirmek için:

Average rating 0 / 5. 0

Siteye destek olmak için aşağıdaki düğmeye tıklayıp Patreona göz atabilirsiniz👇
Become a patron at Patreon!

0 thoughts on “Hail Spirit Noir – Mayhem in Blue

  • şeyh hulud

    Ben de saf saf PA’nın yazarlarına ne oldu acaba diyordum ki tesadüfen fark ettim, hayırlı olsun.

    Bu sene en çok dinlediğim albümlerinden biri. Oi Magoi gibi bir muhteşemlikten sonra onun gerisinde kalmayacak bir şeyler yapmak zor iş, ama başarmışlar hatta ileriye bile götürmüşler.

    Lost in Satan’s Charms’ın bağımlısıyım ayrıca, o anlamda şarkı isminin hakkını veriyor.

    Yanıtla
    • Ozan Turakine

      Çok sağol, hoş geldin bu arada. Artık buradan devam edeceğiz kritiklerimize.

      Albüm cidden her dinleyişte biraz daha açılıyor. Bu albümle birlikte konser vermeye de başladılar. Bir umut buralara gelirlerse cidden tadından yenmez.

      Yanıtla

Bir Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.