Vektor – Terminal Redux
Thrash metalden haz eden bir insan değilim. Akranım birçok insanın rock ya da metal dinlemeye başladığı gruplar olan Metallica, Megadeth dahi benim için çok bir şey ifade etmez. Canlı izleme fırsatı bulduğum thrash metal grupları beni konser boyunca eğlendirse de, sonradan açıp herhangi bir albümlerini dinlediğim çok nadirdir. Dinlediğim zaman da öyle çok keyif aldığım söylenemez, elbette ki birkaç istisna dışında.
Peki nasıl oluyor da Amerikalı bir thrash metal grubu olan VEKTOR, benim için bu yılın açık ara en iyisi, son beş, belki altı yılın da en iyilerinden biri sayabileceğim bir albüm çıkartabiliyor? Sorunun cevabı, VEKTOR’un aslında bir thrash metal grubundan çok daha fazlası olduğu gerçeğinde yatıyor.
“Colors”ı dinlemeden önce de BETWEEN THE BURIED AND ME dinlemiştim; fakat “Colors”ı ilk defa dinlerken aklımı yitirişim, grupla benim aramda bir ilk olmuştu. Aynı şekilde “Crack the Skye” ciddi anlamda ne dinlediğime inanamadığım ilk MASTODON albümüydü. Adı geçen bu iki albüm (bir de OPETH’in “Morningrise”ı), metal müziğe karşı olan sevgimi kendi başlarına birkaç katına çıkartmıştır desem yanlış olmaz. “Terminal Redux” da artık o üç albümle birlikte, bambaşka bir yerde duruyor benim için.
VEKTOR’un bundan önce çıkarttığı iki albüm olan “Black Future” ve “Outer Isolation” gerçekten harika albümlerdi. Progresif elementlerin thrash metalin dinamizmini iyiden iyiye yukarıya çekmesi, grup elemanlarının her birinin enstrüman hakimiyetleri, vokalist David DiSanto’nun Chuck Schuldiner’i inanılmaz andıran ses rengi ve çok uzun süreli şarkıları bile bir çırpıda başlayıp bitiyormuş gibi hissettirebilen beste kabiliyetleriyle VEKTOR, elbette ki türün devleriyle aynı klasmanda müzik yapmıyor olmalarının da etkisiyle kendini başka bir yere konumlandırmayı başarmıştı.
“Terminal Redux” ise şimdiye dek yaptıkları işleri daha da üst bir seviyeye çekmeye başlıyor olmalarının işareti. Nasıl yukarıda isimleri geçen albümleri yapan gruplar o albümlerden sonra bir daha eskisi gibi olmadıysa, bence VEKTOR da neler yapabileceğinin tam ayırdına şu anda varmış durumda.
Konsept bir albüm olan “Terminal Redux”, grubun daha önceki işleri gibi yine bir bilimkurgu yapıtı şeklindeki sözlerle karşımıza çıkıyor. Pastel renklerdeki nefis kapağın ve albümün genel sound’unun da desteğiyle, özellikle de sözleri takip ederseniz, kendinizi bir bilimkurgu filmini yaşıyor gibi hissetmeniz işten bile değil. Konsepti desteklercesine, albümde nefes alacak yer bulmak epeyce zor. Hem thrash metalin, hem de albümün her yerinden buram buram kendini belli eden progresifliğin hakkını verir şekilde bir rif bombardımanı içinde bulacaksınız kendinizi. Bu rif bombardımanı grubun akıl kalıcı melodi yazmadaki ustalığıyla birleşince hem teknik açıdan hem de dinleme kolaylığı açısından akıp giden bir albümle karşı karşıya buluyoruz kendimizi. Davulcu Blake Anderson’ın özellikle daha bilindik thrash pasajlardaki atakları da “Terminal Redux”ın ön plana çıkan bir başka yanı.
Şu an piyasada VEKTOR gibi müzik yapan bir grup daha olmadığını rahatça söyleyebilirim. Thrash metalin son yıllarda kalıplarını yıkmakta iyice zorlanır olduğunu, TESTAMENT ya da ANTHRAX, EXODUS gibi köklü gruplar dışında türün nefesinin maalesef ki gittikçe daralmakta olduğunu göz önüne alınca VEKTOR’un (ve buraya VOIVOD’u da eklemek gerek) gösterdiği yenilikçi yaklaşımın ne kadar önemli olduğu biraz daha ortaya çıkıyor.
Albüm tüketiminin had safhada olduğu yıllarda yaşıyor olmamıza rağmen VEKTOR bence adı metal tarihinde kolay kolay unutulmayacak bir esere imza atmayı başardı “Terminal Redux” ile. Çıkışından aylar sonra, bilmem kaçıncı defa dinlerken hala klavyenin tuşlarına düzenli basmamı engelleyecek kadar beni sürükleyen bu albüm, eminim ki yıllar sonra da ne dinlesem diye düşünürken ilk aklıma gelen seçeneklerden biri olacak; ve VEKTOR thrash metalin 2010’lardaki gidişatına yön vermiş gruplardan biri olarak daima anılacak.
98/100
Vektor’un önceki albümlerini, özellikle Outer Isolation’ı aşırı seviyorum, ama nedense buna bir türlü ısınamadım. Çözemediğim bi olmamışlığı var sanki, kendilerini tekrar etmişler gibi demek geliyor içimden ama öyle olsa hoşuma giderdi herhalde. Doğru zamanda dinlemedim hala sanırım.
Albümü her ne kadar beğenmemiş olsam da kritikte albümün neden iyi olduğunu gayet iyi anlatmışsın abi, ellerine sağlık. Bu senenin en çok beklediğim işlerinden biriydi, umarım puanı benim için de senin verdiğinin yakınlarına gelir sene bitmeden hdsf
Ahah, ben de diğer albümleri baya seviyordum ama ilk defa bunu aşırı seçebildim işte, baya başka bir boyutta benim için şu albüm. Hem de galiba ilk dinleyişimden itibaren aynı şeyi düşünüyorum, öyle yavaş yavaş sarmak gibi bir durum bile olmadı. Sadece son üç şarkıyı albüm olarak çıkartsalar yine yılın en iyi albümü olurdu benim için galiba sdf.
Umarım seni en azından sonradan sarar daha fazla. Metal dinleyen herkes çok fazla sevsin istiyorum bu albümü. Korhan’ı da biraz darlayayım o da çok sevsin, çok sevmedi o da.
Geçtiğimiz ay Vektor’un Facebook sayfasından şöyle bir paylaşıldı, kısacık şeyde bile aklım azaldı:
https://drive.google.com/file/d/1jWEWieb0SvPd3aEQsZ95VRJJiwvNVkdc/view?fbclid=IwAR2-yjRYQK-tJCVmvMof6qaxJK1ngndJpXopbIEvw8vpP6r8uwpoEqo7dm4
Tüm albümü soundtrack olarak alan bu tarz bir animasyon yapılsa neler olur bilemedim.
gerçekten muhteşem. son görselde ….. i think im lose my mind dediğini duyar gibi oldum