Trees of Eternity – Hour of the Nightingale
Hem müziğiyle, hem de hikayesiyle oldukça üzücü bir albümle karşınızdayım bu defa.
SWALLOW THE SUN insanı Juha Raivio’nun partneri Aleah ile birlikte 2009’da kurduğu TREES OF ETERNITY, Raivio’nun en iyi yaptığı iş olan hüzünlü besteleri, Aleah’ın büyülü sesiyle birleştirmek üzere ortaya çıkmış bir proje. Daha sonra en tanınmışı davullarda Kai Hahto olmak üzere diğer elemanların da katılımıyla tam bir grup halini alan TREES OF ETERNITY, temelde halen Raivio’nun bir projesi olarak adlandırılabilir.
Hikayenin kötüye gittiği yer ise Aleah’ın kanser teşhisiyle başlıyor. Maalesef ki durumu gittikçe ağırlaşan Aleah, albüm tamamlandıktan sonra 2016’nın Nisan ayında, henüz yalnızca 39 yaşındayken hayatını kaybediyor. Hem müzikal partnerim, hem de hayatımın aşkı diye tanımladığı Aleah’ı kaybedip hayatı alt üst olan Raivio, bir de daha önceden anlaştıkları büyük bir plak şirketinin Aleah’ın ölümü üzerine albümü yayınlamaktan vazgeçmesiyle bir darbe daha yiyor.
İmdadına yetişen Fin plak şirketi Svart Records’ın desteğiyle ise, TREES OF ETERNITY’nin ilk, ve çok büyük olasılıkla da son albümü “Hour of the Nightingale” bizlerle buluşuyor.
Albümü dinlediğinizde yüzünüze ilk çarpacak olan şey, Aleah’ın vokali. Daha önce SWALLOW THE SUN ve AMORPHIS’in bazı şarkılarında konuk olarak bulunan Aleah’ın neredeyse albümün tamamında yumuşak bir ses tonuyla, adeta fısıldayarak yaptığı vokaller müziğin hemen üzerinde havada salınıyor gibi bir hissiyat yaratıyor. Normalde metal müzikte kadın vokalin fazla haz etmediğim bir element olmasına rağmen, TREES OF ETERNITY belki ardındaki hikayenin de etkisiyle beni sürekli kendine çekmeyi başardı. Kendisinin vokalini bundan sonra başka bir projede duyamayacak olmak gerçekten metal adına da bir kayıp.
Albüme müzikal olarak bir gothic doom metal albümü demek yanlış olmaz. Senfonik derinliğe girmeden kullanılan yaylılar ve klavyeler atmosferi daima hüzünlü tutmayı başarıyor. Bestecilik kabiliyetine karşı duyabileceğimiz şüpheleri SWALLOW THE SUN ile ortadan zaten kolaylıkla kaldırmış olan Juha Raivio, belki de hayatının aşkıyla çalışmanın bir ilham perisi etkisi yaratmış olmasıyla bence kariyerinin en iyi işlerine imza atmış. Kimi zaman kadın vokalli bir SWALLOW THE SUN dinliyor gibi hissetmenin de epeyce mümkün olduğu albüm, kimi elementlerle kendini farklılaştırmayı yine de başarıyor. Şarkı sürelerinin türe göre çok uzun tutulmaması sayesinde şarkılar sürekli bir dinamizm içeriyor, fazla uzatılmış pasajların tuzağına yahut kendini tekrar eden yapılara düşmeden dinleyicinin dikkatini sürekli cezbetmeyi başarıyor “Hour of the Nightingale”.
Albümde konuk vokalist olarak birer şarkıda ANTIMATTER’dan tanıdığımız Mick Moss ve PARADISE LOST’un meşhur yüzü Nick Holmes’un da yer aldığını da bir not olarak ekleyeyim. Özellikle Holmes’un konuk olduğu Gallows Bird 10 dakikaya yaklaşan süresiyle dikkat edilesi bir parça.
Yılın en iyi doom metal yapıtlarından biri olarak gördüğüm “Hour of the Nightingale”, bir saatlik süresiyle tam bir hüzün abidesi. Özellikle Raivio’nun önceki işlerine düşkün olanların seveceğinden emin olduğum, çok iyi bir ses tonu ve vokal performansı dinlemek isteyen herkesin istediğini rahatça alabileceği, özel bir albüm. Bir şans verilmeli.
86/100
Hallatar incelemesi de bekliyoruz
Önümüzdeki hafta geliyor. 🙂