Hypno5e – Münih – Almanya, 4 Kasım 2016
Her yılın Eylül ayıyla başlayan sonbahar-kış dönemi, Avrupa’da bir yerlerde yaşıyorsanız aynı zamanda konser mevsiminin de başladığını müjdeliyor. Yaz aylarında genelde turneye çıkmaktansa açık hava festivallerinde boy göstermeyi tercih eden gruplar, havaların soğumaya başlamasıyla beraber geniş kapsamlı Avrupa turneleriyle daha fazla hayranlarıyla buluşmaya çalışıyorlar.
Aslında turneye biraz erken başlayan HYPNO5E, Münih konserini de Ağustos ayında gerçekleştirecekti; fakat konsere yaklaşık 10 gün kala konserin Kasım’a ertelendiği haberini üzülerek almıştık. 2016’nın en iyileri listemde de yeri kesin olan “Shores of the Abstract Line“ın çıkışından, hatta “Acid Mist Tomorrow”u ilk dinleyişimden beri büyük bir hevesle izlemek istediğim grubu maalesef ki birkaç ay fazladan beklemek zorunda kaldıktan sonra, nihayet 4 Kasım günü geldi çattı.
Öncelikle konsere epeyce korkarak gittiğimi belirteyim. 4 Kasım sabahı konserin yapılacağı Backstage’in Facebook sayfasında, bu akşama özel olarak kapıda bilet alanların bir biletle konsere iki kişi giriş yapabileceği duyuruldu. Bu demek oluyordu ki epeyce az bilet satılmıştı; ve bu durum (yaşayan bilir) grup için olduğu kadar konsere gelen az sayıdaki izleyici için de epeyce zor ve gergin bir durum halini alıyor. Gerçekten de ön grup olan Alman Melodik Death Metal grubu Amplified Memory sahneye çıktığında alanda en fazla 30 kişi vardı. Davulcuları haricinde epeyce başarılı bulduğum grup az sayıdaki izleyici sayısına pek aldırış etmeden işlerine baktı ve aklımda yer etmeyi başardılar açıkçası. Grubun “The Ever Spinning Wheel” albümüne çeşitli müzik servislerinden göz atabilirsiniz.
Günün asıl sahipleri HYPNO5E sahneye geldiğinde ise sanıyorum 50 kişi civarı bir kalabalık haline gelmiştik. Üç adet farklı konser salonundan oluşan Backstage’in en küçük salonunda olduğumuz için vaziyet çok da kötü gözükmüyordu; ama yine de grup için kendimi biraz kötü hissetmekten, ve de HYPNO5E’un henüz düşündüğüm kadar tanınmış bir grup olmadığı fark etmekten geri duramadım.
Grubun ise izleyici sayısının azlığı pek umrunda olmadı. Neredeyse iki saat boyunca canlı performans dersi verdiler adeta ve üç yıl kadar önce izlediğim THE DILLINGER ESCAPE PLAN’den beri geçirdiğim belki de en iyi konseri geçirmemi sağladılar. HYPNO5e albümlerinde sıkça yer tutan konuşma alıntıları ve ambient pasajlar kayıttan çalınıyordu. Bunlar dışında tüm enstrümanlar ve vokaller kusursuz icra edildi ve icrası epey karmaşık olan müziklerini albümlerdeki atmosferi birebir sahneye yansıtarak bize dinletmeyi başardılar.
Son albümden East Shore (Landscape in the Mist ve In Our Deaf Lands) ile başlayan konser, gümbür gümbür Acid Mist Tomorrow, ilk albümlerinden Maintained Relevance of Destruction (Part II) ile tırmanışa geçti. Peşinden gelen Gehenne (Part II ve III) ile bu akşam daha ne kadar güzelleşebilir diye düşünürken. Cevabımı almam pek uzun sürmedi.
“Shores of the Abstract Line”ın 15 dakikalık nefis finali The Blind Man’s Eye ile grup az sayıda olan ama grubu gerçekten sevdiği her an belli olan bizi perişan etti. Üzerine bir de dur durak bilmeden Six Fingers in One Hand She Holds the Dawn (Part I ve II) patlatan grubun son olarak ufak bir sürprizi daha vardı.
Şarkı demeye dilimin varmadığı, yaptıkları en iyi “şey” olarak gördüğüm Brume Unique Obscurité’yi, sadece ikinci parçasını da olsa, canlı canlı dinlemek gerçekten eşsiz bir deneyim oldu. Konserin finalini ise yine ilk albümlerinden öküz ötesi Tutuguri ile yaptılar ve konserin sonunu oradan oraya çarparak getirdik desem yanlış olmaz sanıyorum.
Konser biter bitmez merchandise standına gelen gitarist Jonathan ile biraz muhabbet ettik, turne için sınırlı sayıda (100 adet) basılan ve üç albümlerindeki tüm şarkıların sözlerini içeren (maalesef ki alıntılar dahil değil sözlere) ve harika görsellerle donatılmış kitapçığın ellerindeki son baskısını kapmayı başardım ve her tarafımda ağrılarla eve doğru yola koyuldum. Bir konserin harika geçmesi için fazla seyirciye bile gerek yokmuş, bunu apaçık görmüş oldum.