Kritik

Waste of Space Orchestra – Syntheosis

Ben ne dinledim ya böyle? Merhaba.

Oranssi Pazuzu ve Dark Buddha Rising isimlerine aşina mısınız bilemiyorum ama insan aklının karanlık köşelerinde gezinmeyi seven iki ruh hastası, Finlandiyalı ekstrem gruptan söz ediyorum şu an. İlki daha bir black metalken öteki sludge, drone, doom dünyalarında da varlık gösteren bu rahatsız ikili, Waste of Space Orchestra adı altında güçlerini birleştirerek insanlığa, insan aklına savaş açmış anladığım kadarıyla ve daha önce görmediğim bir birliktelik oluşturarak kendi formlarını bozmadan yeni bir grup kurmuşlar. Split falan çıkarsaydınız ya efendi gibi, hasta mısınız nesiniz anlamadım.

Syntheosis, bu kolektif oluşumdan çıkan ilk albüm ve 5 Nisan’da yayımlandı. Tam 10 müzisyenin (hatta konuk rüzgar gülünü hesaba katarsak takım tamamlanıyor) katkı verdiği, altmış beş dakikaya yaklaşan süresiyle dev bir iş ve değerlendirmesi pek kolay değil. Neyse ki Metalperver’de kafama göre takıldığım için bu tip şeyler de girebiliyor radarıma rahatlıkla.

Minik bir black metal hissiyatı ile saykodelinin tavana vurduğu bir doom metal ihtiva ediyor Syntheosis. Bu da insana hayal ile gerçeği birbirine karıştırtan uzun pasajlar, biraz tekrar, beklenmedik anlarda black metal ateşiyle yükselip alçalan dinamik bir temponun haricinde flu ve kafa bulandıran bir atmosfer anlamına geliyor. Zaten şarkı isimlerinden bile (The Shamanic Vision, Journet to the Center of Mass, Infinite Gate Opening… daha saymayayım, değil mi?) anlayacağınız üzere Waste of Space Orchestra’nın kafası pırıl pırıl. Fakat belirli bir konsepte bağlı kalmış olmaları, rahatlıkla ortaya çıkabilecek karmaşanın da önüne geçilmesini sağlamış. Bu anlamda gayet düzenli, planlı ve zorlama bir projeden çok daha doğal hissettiren bir albüm olmuş Syntheosis.

İlginç, insanı tripten tribe sokan fantastik müziği dışında Dark Buddha Rising’in vokalisti Marko Neuman’ın kusursuz performansıyla öne çıkıyor albüm. Özellikle Wake up the Possessor ve tamamı garip bir perküsyon üzerinde ilerleyen, ritüel havalarının iyice ayyuka çıktığı Infinite Gate Opening‘deki performansı artık rahatsız edici düzeyde –bad trip diyelim isterseniz- başarılı. Gemideki herkes çoktan uçup gitmişken müthiş bir kararlılıkla dümeni idare etmeye devam ediyor Marko Neuman. Tabii albümde Marko’nun seslendirdiği The Possessor karakteri haricinde The Seeker ve The Shaman karakterlerini canlandıran iki vokalistle beraber toplam üç vokal olduğunu da belirteyim. Ritüel konusunda ise albümde aynı anda iki davulun kullanılmış olmasının büyük bir avantaj sağladığı ortada. Tribal ritimler, elektronik altyapıyla iç içe geçen boğuk bir bas gitar ve çeşit çeşit vokal performansı derken zaten ölçek öyle büyüyor ki kaybolup gidiyor insan.

Marko ve gemi demişken, aslında bir uzay gemisinden söz ediyorum elbette. Oranssi Pazuzu etkisiyle coşulan nadir sert kısımlar dışında albümün genelinde tempo belirli bir metronomu aşmıyor zaten ve çeşitli ambiyans sesleriyle yaratılan uzay atmosferi, tempoya bağlı olarak salınma ile savrulma arası bir his yaratıyor dinleyicide. Özellikle atipik Vacuum Head‘in kıpır kıpır hallerinden sonra The Universal Eye‘ın başındaki o tiz, o pis, o iğrenç sinyal sesi bir anda modunu değiştiriyor insanın. Tabii bu atmosfer bağlılığı da bu kadar çok sayıda müzisyenin uyumlu bir biçimde çalışabilmesini sağlayan en önemli etmen olmuş.

Fazla spesifik bir iş olduğunu kabul etmekle birlikte Syntheosis‘in uzattığı eli yakalayıp şöyle rahat bir kanepede ya da yatağınızda, Waste of Space Orchestra’nın davetine icabet edip bu manyaklığı tecrübe etmenizi dilerim. 2019’un en fantastik işlerinden biri.

90/100

Yazıyı/albümü değerlendirmek için:

Average rating 0 / 5. 0

Siteye destek olmak için aşağıdaki düğmeye tıklayıp Patreona göz atabilirsiniz👇
Become a patron at Patreon!

Korhan Tok

Üniversiteden sonra metali bırakmadım.

2 thoughts on “Waste of Space Orchestra – Syntheosis

  • 9yearsago

    İlk Türkçe incelemenin gelmesi sevindirici. Bu albümün direkt yılsonu listelerine oynaması lazım, harika bir şey.

    Yanıtla
  • Volkan Atay

    Dinledikçe büyüyen ve sene sonu listelerinde yeri garanti bir albüm olmuş. Büyük tebriklik…

    Yanıtla

9yearsago için bir cevap yazınCevabı iptal et

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.