Nightrage – The Venomous
Nightrage, kurulduğu dönem itibariyle ilk “all-star” gruplardan bir tanesi olarak karşımıza çıkmış ve AT THE GATES ilahı Tompa’nın da şöhretinin katkısıyla metal camiasında kısa sürede kendi küçük yerini bulmuştu. Sonrasında işler acayip bir hale geldi ve 30 civarı müzik adamı Nightrage’e girip çıktı. Buna rağmen ne yapmak istediğini çok iyi bilen ve dışarıdan gelen yönlendirmelere, eleştirilere veya herhangi bir geri bildirime kapalı bir şekilde bu isteğini gerçekleştiren üstün müzisyen Marios’un önderliğinde Nightrage her zaman kendi kafasına göre devam eden bir grup oldu.
EXHUMATION sonrası bir gazla kurulduğu dönem bu işin bu kadar süreceğini ve Nightrage’in tam zamanlı, sürekli turlayan ve birkaç iyi müzisyenin stüdyoda takıldığı bir proje olmaktan çıkıp gerçek bir gruba dönüşeceğini düşünmüş müdür Marios emin değilim ancak benim de hala en sevdiğim Nightrage albümü (hatta en sevdiğim birkaç melodik death metal albümünden biri) olma özelliğine sahip ilk albüm “Sweet Vengeance“ın üzerinden geçen 14 yıla rağmen ve o kadrodan artık yalnızca Marios kalmasına karşın yeni albümü “The Venomous” ile karşımızda.
Marios’un Nightrage’e olan inancının kendisini grubun bekası için ülke değiştirmeye ve demin de belirttiğim gibi pek çok grup üyesi değişikliğine karşın bir şekilde Nightrage’i devam ettirmeye yetiyor olması bana kalırsa hiç azımsanmayacak, önemli bir bir iş. Kaldı ki Nightrage genel hatları itibariyle melodik death metal sınırlarını pek de aşmayan müziğiyle aslında pek de güncel, trend takip eden bir oluşum da değil. Eh, tüm bunlar birleşince Marios için “yaşlı bunak geçmişe takılıp kalmış,” gibi bir yorum yapmak kolaya kaçmanın ötesinde gayet isabetli bir çıkarım olabilecekken Marios’un bitmek bilmez ilhamı, gitar konusundaki üstün yetenekleri ve müzik aşkı Nightrage hakkında bu tür olumsuz yorumları direkt siliveriyor zihinlerden.
Bu Marios övgülü paragraf bir yana, Nightrage’in her daim aynı müziği yapmaya devam etmesi ve yeni albümlerinin aynı şeyden bir parça daha özetinde kısıtlı kalması ve yalnızca Marios’un vizyonuna bağlı olması çok büyük eleştiri noktası olabilir. Son albüm de açıkçası birkaç albümdür iyice durağanlaşan Nightrage diskografisi hakkında çizilecek bir grafiğe hareketlilik kazandırabilecek güçte değil. O kadar jenerik, o kadar “hmm okey,” ki her şey, çoğu zaman albümün sonuna zor geliyorum. Bol groove içeren melodik death metali bilen, çok seven, her haline kefil olabilecek kişiler dışında bu albümü herhangi birine öneremem kısacası. Tabii bu ille de kötü bir anlama gelmek zorunda değil.
Şöyle de bir gerçek var ki daha önce bu türü çok tüketmemiş ve metal müziğe yeni bulaşan kişiler için Nightrage, dinleyebilecekleri en iyi seçeneklerden bir tanesi. Melodik, hızlı, anlaşılabilir kirli/brutal vokalli, harika gitar soloları içeren ve duygusunu da zahmetsiz bir şekilde geçirebilen ender gruplardan biri olarak Nightrage’in sunduğu paket oldukça dolu aslında. Yalnızca ben bu paketlerden yıllar içerisinde onlarca, yüzlerce aldığım ve tükettiğim için artık bana bir anlam ifade etmiyor. Ancak bu demek değil ki artık bu paketin içi boş, içindeki bozuk, çürük.
Açılışı yapan “The Venomous” sonrası patır kütür blast-beat ile giren “Metamorphosis/Day of Wreath”, Nightrage’in yıllardır çok iyi yaptığı her şeyin özeti tadında ve herhangi bir anda duymaya başladığım an kanımı kaynatabilecek güçte. Fakat büyük ihtimalle bu şarkıyı dinledikten sonra “ya evet, bir Nightrage vardı. Müsait zamanda açayım da biraz Sweet Vengeance, A New Disease is Born filan dinleyeyim,” derim. Anlıyorsunuz, değil mi? Hele bir de sonradan “Bemoan” filan gibi (yani hakikaten artık insan utanır şu rifi kaydetmeye) şarkılar girince “sanırım bu adam sadece çalmış olmak için bile çalacak kadar çok seviyor bu müziği” diyorum. Başka bir açıklaması olamaz gibi geliyor bana.
Kısacası bazen bazı albümleri değerlendirmek gerçekten de pek kolay olmuyor. O nedenle arada böyle cümle cümle ne dediğimin değiştiği garip yazılar çıkabiliyor ortaya. Salt müzikal açıdan bakacaksak Nightrage eksiklerine rağmen gayet eli yüzü düzgün olan, ortalama bir ekstrem metal dinleyicisini tatmin edebilecek ve bir süre oyalayabilecek bir melodik death metal albümü sayılabilir. Buna karşın kulağı genel anlamda metal müziğe alışkın, müzik hakkında söyleyecek sözleri olan, duyduğu şeyi yılların tecrübesiyle değerlendirecek herhangi birinin artık Nightrage’i ciddiye aldığını, yeni albümlerini açıp dinlediğini veya hakkında konuştuğu görmeniz pek mümkün değil sanırım ve bu da büyük ihtimalle benim güncel Nightrage hakkında kurup kuracağım son cümle.
60/100